Daha önceki yazılarımda da dile getirmiştim; CHP’nin bünyesinde kangren olmuş “adamcılık” ve “hizipçilik” ruhu, her seçim ortamında ortaya çıkar diye. Zira kronikleşmiş bir hastalık gibi olan bu durum Cumhuriyet Halk Partisi’nde adeta babadan oğula geçen bir hastalık gibi. Kimse kabul etmese de Pamukkale ilçe kongresinde bu detay ortaya çıktı ve güçlü bir ekibinin seçimleri kaybetmesine sebep oldu.
Delege seçimlerinde dağ başında çobanlık yapan partili üyenin ayağına kadar giden, hatta bu tür kişilerin delege olmasını sağlayanlar, yine darbeyi bu tür insanlardan almıştır. Hatta mahallesinde delege seçilme konusunda sıkıntı yaşayanları bile kendi listesinden gösteren ve kazanmasını sağlayan adaylar, ne yazık ki bu tür insanların ihanetine uğramıştır.
“Kabına pisleyen hayvan” misali, kendisini delegeliğe taşıyan insanlara teşekkür edeceği yerde; karşısına çıkarak alenen muhalefet edercesine davranması ne kadar etik değilse, siyasete bu yalaka insanları bünyeye almak da o kadar tehlikelidir. Ama ne yazık ki CHPliler bu alışkanlıklarını bir türlü bırakmıyorlar. Özellikle seçim zamanlarında kenetlenmesi gerekenler, ne yazık ki seçim zamanlarında ayrışarak partilerinin iktidar özlemini her seferinde bir başka bahara erteleyip duruyorlar.
Delege seçimlerinde yaşanan tartışmalı olaylar, hizipçi insanların yandaşlarına yaptırdığı asılsız veya karalamaya yönelik haberler olayların da tuzu biberi oldu. Birileri, delege seçimleri tamamlandıktan sonra panik halinde Ali Osman Horzum’a karşı diğer iki adayı biraraya getirmek için bir partilinin evinde acil toplantı yaptılar. Hatta bu toplantıda milletvekillerinin ikişer adamı da listeye alınması tartışıldı. Ama iki aday anlaşamayınca birleşme rafa kalktı, adaylar ayrı ayrı seçime girme kararı aldılar.
Oysa AKP ve MHP’de gayet olağan karşılanan, CHP tarafından ise yadırganan bu “adayı çekme, el çektirme” olayının kendi bünyelerinde kapalı kapılar ardında yapılması, kongre günü birileri tarafından delege bazında kulaklara fıasıldanınca olayın seyri değişti. Gerçek demokrasi istiyen delegeler, “adamın adamı” bile olsalar, Horzum lehine yıkılıverdiler. Ve partinin entelektüel yapısının bu ilçemizde güçlü olması bu çok önemli ayrıntıyı fazla dışarı sızdırmadan kongre tamamlandı.
Merkezefendi ilçe kongresinde, CHP’nin bütün entelektüel birikiminin bu ilçede olmasından kaynaklanan demokrasi yarışı gibi gözüken durum, ne yazık ki partinin üst düzey kişilerinin desteği sayesinde bastırılmış oldu. Böylece adayların ortaya koydukları performans “adamın adamı” olgusunu bir türlü geçemedi.
Delegeler ile birebir yapılan temaslar sonucu, seçilen ilçe başkanı Ali Osman Horzum’un sandıktan zaferi ile çıktı. Bunu eski il başkanlarından Nuri Çavuşoğlu’na bağlamak, hem Ali Rıza Ertemur gibi eski il başkanlarına ve özellikle Horzum’a hakaret etmekle aynı durumdadır. Keza milletvekillerinin aykırı tutumunu ve tarafgirliğini burada yazmak istemiyorum.
CHP tabanı milletvekillerinin baskılarından ve adam kayırmalarından bıkmış durumdalar. Ama Horzum zaferi, CHP’nin Merkezefendi de tam bir zafer ile Demokrasi anlayışını ortaya koymuştur. Artık bu saatten sonra önümüzdeki seçimlerde milletvekili adayı olacak olanları zor bir sınav beklemektedir. Yine il başkanlığı için aday olanlar da zorlu bir sınava hazırlıklı olmalıdır.
CHP’de bazıları, Pamukkale ilçesinin sonuç belirlemede etkili olacağını söyleseler de, Merkezefendi ilçesindeki CHP ağırlığı bu öneriyi yok etmektedir.
Gelecek yazımda bunu ele alacağım.