Dini ve milli bayramların Türk Kültüründe büyük önemi vardır. Eski Türkler Nevruz “Bahar Bayramı” başta olmak üzere çeşitli olayları kutsamak, birlik ve beraberliği korumak için cemiyetin yapı taşlarını oluşturan bu etkinliklere büyük önem vermişlerdir.
İslamiyeti kabul etmelerinin ardından dini bayramlarda cemiyet hayatına girmiş, toplumun hayatına huzur ve mutluluk katmıştır.
Eskiden beri “Gök Tanrı” inancı ile “Tek Tanrı” inancına tapan, Şamanizm ile dini ritüeller ortaya koyan Türkler, İslamiyet ile birlikte; hem iç huzura, hem de dışardan cemiyete ruh veren uygulamaları çekinmeden uygulamışlardır.
Tasavvuf ve Mezhepler dünyasına İmam-ı Azam, İmam-ı Maturidi gibi din adamlarını, Yunus Emre, Taptuk Emre, Hacı Bektaşi Veli, Ahi Sinan gibi şair ve ticaret erbabını, Ali Kuşçu, İbn. Sina gibi ilim ve bilim adamlarını sunarak Türk-İslam inancını harmanlamış, bununla da “ümitlerin tükendiği zamanlarda” tarih sahnesine çıkarak Dünya Tarihine yön vermişlerdir..
Bu yüzden, Milli Bayramlarımız gibi Dini bayramlarımız da bizde ulviyetlik kazanır. Bayram sabahı horozların ötüşü ile başlayan hayat, güzel elbiselerin giyilmesi, güzel kokular sürülmesi, huşu içinde Camiye Bayram Namazı için gidilmesi de bile bir edep dahilinde idi. Bayramlarda yetim ve öksüzlerin sevindirilmesi, kimsesizlerin yüzünün güldürülmesi, aile efradının huşu içinde, büyüklere hürmet, küçüklere sevgi gösterilmesi ile iç huzur duyulması çok önemliydi. Küskünlerin barıştırılması, kurban etlerinin paylaştırılması bile büyük bir özen ve titizlilik içinde bayramın ruhuna göre yapılırdı.
Kurban gibi bazı önemli hususiyetler nesilden nesile canlı anlatılarak aktarılır, gelecek kuşaklar Kurban Bayramı’nın bir ibadet olduğunu unutmadan kutlarlardı. Kurban, “Allah’a yakınlaşma’dır.” O’nun rızası için kan akıtılır ve dualar edilir. Ama şimdiler de, bu ibadet unutulmuş ve sadece “et yeme ve yardımlaşma” meselesi hatırlanır olmuştur.
Şehirlerdeki yaşam Kurban kesmeyi zorlaştırmış, insanları “bağış” yapmaya zorlamıştır. Dürüst olanları tenzih ederek; İstismarcıların, akçeli hesap olunca ortaya çıkanların işine yarayan bu ortam, ne yazık ki pek çok “helali” harama dönüştürmüş; Allah’tan korkmayanların ortalıkta cirit attıkları bir pazara dönüşmüştür. İlimizde kurbanlıkların 23 bin liradan başladığı günümüzde, 9500 Tl. ile 13.500 Tl. arasındaki bağışlarla vekaleten kurban kesilmeye başlanmıştır. Sürümden kazandıkları için “Helal mi, Haram mı” diye kimse bakmamakta, halis niyetlerle kurban kesmek isteyen vatandaşlarımızın kurbanlık paraları heder edilmektedir.
Geçtiğimiz yıllarda bir vakfın kestiği kurban olayında, “Tek bir kurban kesilmiş, bağış yapanlara ayrı ayrı kesilmiş gibi video gönderilince” insanların umutlarının sömürüldüğü ortaya çıkmıştı.
Kurban ve bağış meselesi üzerinde hizmet veren bu tür kuruluşlar; çalışanlarına, vakıf bünyesinde diğer işlerine pay ayırmayınca bu işleri gerçekleştiremezler. O halde günümüz şartlarındaki kurban fiyatlarından aşağı fiyat vermek, topluca bağış toplamak sakıncalıdır.
Yine Kurbanı ilimizde ve Türkiye’de yoksul insanların bulunması yüzünden başka ülkeler adına kesmeleri ise caiz değildir. İslam’daki yardımlaşma çevrenizden başlar. Halkayı büyüterek ve genişleterek sürdürürsünüz.
Bu tür işlerin büyük vebali vardır. Allah huzurunda bu vebali verebilmek için kılı kırk yarmak gerekir. Çünkü bu tür organizasyonlar “Kul hakkına” girer. Allah “Bana Kul hakkı ile gelmeyiniz” buyurduğuna göre önemi de ortaya çıkmaktadır.
Din Alimleri ve son yılların Diyanet İşleri Başkanlarının fetvalarına göre; Kurban öyle birilerine, kurumlara, vakıflara, derneklere vekalet verilerek kesilemez. Kurbanı kesecek olanın vekaleti ancak ve ancak kesen kimseye verilir. Allah adına, O’nun rızasını kazanmak için Kurbanı kestikten sonra etini –belki- bu tür kuruluşlara bağış olarak verebilirsin. Kredi kartı ile kurban kesilmez. Et yemek kastıyla kesilen hayvan kurban olmaz. Kurban etinin dağıtılması en az 7 eşit parça olmak üzere, akrabalardan başlanılarak dağıtılır. Türkiye’de açlık sınırında yaşayan insanlar varken, yardım halkası genişletilerek başka ülkelere verilemez.
Velhasılı bu bayramda da bunları “düşünmek istemesem de” ister istemez düşünüyorum. Siyasal İslam’ın uzantısı pek çok “Akçeli işler uzmanı Vakıf ve Dernekler” Ramazan ve Kurban bayramlarını istismar edercesine hemen ortaya çıkıyor, bu organizasyonlar ile milyonları topluyorlar. Cemaatlerin güçlenmesin bir ayağı da buradan kaynaklanmaktadır.
Ne diyeyim? Allah herkese akıl fikir versin. Yaptıklarının ahir hayatında Allah’a hesap verir olmasını nasip etsin.
Bayramınız kutlu, gününüz mutlu olsan.
Saygılarımla..
Esen kalın..
Yorumlar
Kalan Karakter: