Geçtiğimiz günlerde ulusal televizyonların birisinde haberleri seyrederken, 65 yaş üstü insanlar için trafik konusunda yeni düzenlemelerin yapılacağını duydum.
Elbette yaşam için yapılması gereken düzenlemelerin her alanda gerçekleştirilmesi, insanların yaşamlarını kolaylaştırmak için zor da olsa yapılmasına karşı değilim. Özellikle artan nüfus ile birlikte çoğalan araçların trafiğe çıkması, otomobillerin artık lüks değil, bir ihtiyaç olduğunun ortaya çıkması ile trafik kurallarının zaman zaman ihlal edilmesi ölümlü ve ağır hasarlı trafik kazalarının olmasına sebep olmaktadır. İnsan yaşamının ilk önemli hususları arasına giren trafik konusu; elbette eskimiş, yıpranmış ve ihtiyacı cevap vermeyen kanuni düzenlemelerinin her konuda olduğu gibi yeniden ele alınması, günümüz şartlarına göre dizayn edilmesi önemlidir.
Ancak, son yıllarda yapılan yeni düzenlemeler, ne hikmettir; çare olmak yerine cezalar veya zorlamalar ile gelmektedir. İnsanların hayatlarını kolaylaştırması beklenirken, daha da zorlaştırma yapılmakta. Mutlaka maddiyata dayandırılmaktadır. Devlet en küçük bir düzenlemeden pirim alarak, yaşamın her alanını “paralı” yapmaktadır.
Bu düzenlemenin bir tanesi de; 65 yaş üstü kişilerin her yıl psikolojik ve fiziki dayanıklılık testi yaptıracak olmaları, 10 yaşından büyük araçların iki yıl yerine her yıl araç muayenesinden geçecek olmasıdır. Yani; iktidar “65 yaş üstü insanlarımızın reflekslerinin yerine olup, olmadığını ölçmek için her yıl sağlık raporu almaları yerinde olur” demek istiyor. Türkiye son yıllarda yaşlanmaktadır. Yani yaşlı nüfus çoğalmaktadır. Bu yüzden yeni bir gelir kapısı aralanmaya çalışılıyor. Yine, bugün 3 bin lirayı geçen muayene ücretleri, her yıl enflasyona göre arttığı düşünülürse; yaşlı kesimin trafik konusundaki sıkıntıları büyüyecek.
Trafik konusunda tam manasıyla araştırma yapılmadan, istatistikler göz önüne alınmadan ve halka sorulmadan böyle bir düzenleme yapılması bana göre sakıncalıdır. Zira trafikte genç kesim daha dikkatsiz davranmaktadır. Drift yapanlar, makas atanlar, kırmızı ışıkta geçenler, alkollü araç kullananlar, trafik akışını etkileyen hareketler yapan genç kesimlerdir. Hele motosikletliler son yıllarda artarak trafiği zora sokmaktadır. Sürücüler için kör nokta olan sağ kesimden yaklaşmalar, sağlamalar hep genç motosikletlilerin işidir. Buna karşın, yaşlı kesim yılların getirdiği olgunluk, tecrübe yüzünden trafikte daha dikkatli ve duyarlıdır. Trafik kazalarının istatistiklerine bakıldığında, yukarıda saydığım sebepler ortaya çıkacaktır. Bana göre; yaşlı kesime değil, genç kesim için önlemler alınmalıdır. Gençler sağlık raporu konusunda her yıl psikolojik teste tabi tutulmalıdır.
Yaşlı araçların her yıl muayene edilmesi, insanlara “artık bu araçları hurdaya çıkarın” demek ve insanları lükse alıştırmaktır ki, Türk insanının neredeyse yüzde 80 oranının buna maddi gücü yoktur. Döneminde hasbelkader bir araç satın alanlar, bugün geçim sıkıntısı çekmekte ve eski araçlarına gözü gibi bakmaktadır. Böyle bir karar dar gelirli ve yoksulluk sınırının altında yaşayan insanlar için zulümdür. Bu karar kaymak kesimin ekmeğine yağ sürmektir.
Türkiye bu anlamda tam bir çelişkiler ülkesidir. Ülkemizde siyasetçilerinin çoğunluğu 70 yaşlarındadır. Yine, kanun koruyucuların çoğunluğunun “tecrübeli” adı altında hep yaşlı olması Türkiye’nin kaderi olmasa gerek.
Normal insanlar için alınan “akçeli” kararlar; siyasetçiler ve yöneticiler için de alınacak mıdır? Yani siyasetin içinde ve yönetim kadrolarında olanlar için “akli dengesi yerinde”, “siyaset yapabilir” veya “yönetici olabilir” kabilinden sağlık raporları istenecek mi? Devlet dairelerinde, özellikle bankalar nezdinde 60 yaş üzeri için sağlık raporu alınması zorunlu olmasına rağmen, uygulanmıyor. Bunlar için de bir yaptırım var mıdır?
Kısaca; ülkem insanı artan giderler konusunda çaresizlik yaşarken, kaymaklı kesimin hayata dair beklentileri yükseltiliyor. Tam tersi olması gereken yaptırım ve yapılanmaların birgün hayata geçirilmesi dilemlerimle…
Esen kalın.
Yorumlar
Kalan Karakter: