Son yıllarda, tabiatın insanlık tarafından hunharca katledilmesi ve hoyrat kullanım vb. olaylar ile birlikte doğa olaylarından kaynaklanan tabiatın katledilmesi ile başlayan iklim değişikliklerinin sonrasında doğal afetler, sel baskınları vs. artmaya başladı. Yıkımlar hat safhada. İnsanlar ve yetkililer, “Biz bu tür bir afete geçtiğimiz yıllarda rastlamadık” sözleri ile gelecekte bizleri daha olumsuz şartların beklediğini anlıyoruz. “Gelen, gideni aratır” misali mevsimler yer değiştirdikçe Dünya yaşamı hakkındaki karamsarlıklarımız ciddi boyutlara ulaşıyor.
İklim değişikliği ve tabiatın artık kirlilikten dolayı kendisini yenileyememesi sonucunda canlılar için elzem olan su kaynakları da bir bir kurumaya başladı. Bu durum, -bilim adamlarına göre- çok değil 20 yıl sonra ülkemizin “su fakiri” bir ülke konumuna geleceğini göstermektedir.
ABD, Rusya, Çin gibi bazı ülkeler ekonomik güçlerine güvenerek destek olmayıp, birlikte hareket etmek üzere hazırlanan tasarılara imza atmazlarken,diğerleri iklim değişikliği, tabiat olayları ve atmosfere salınan kirli gazların salınımı için tedbirler almaya çabalıyorlar. Velhasıl değişen iklimlerin, kendini yansıtmayan mevsimlerin başladığı asrımızda, insanlık ta galiba sonunu hazırlamaya başladı.
Bu aşamada, insanları en çok etkileyen tabiat olaylarının başında yeraltı su kaynaklarının ağır ağır yok olmaya ve tükenmeye başlaması gelmektedir. Bu yüzden önümüzdeki yıllarda su fakiri olmaya doğru giden ülkemizde yerel yönetimler de tedbirlerini almak için harekete geçmişlerdir. Denizli Büyükşehir Belediyesi bu konuda öncü olmuştur. Son bir yıldır etkin bir şekilde su konusunda çalışma yapmaktadır. Halkın susuz kalmaması konusunda çalışmalar yaparken, su kaynaklarının beslenmesi konusunda da etkin çalışmalar yapmaktadır.
Ne var ki, tehlikeyi bilmemize rağmen bir türlü tasarruf konusunda attığımız adımlar hep geri kalıyor. Hep unutuyoruz. Asgari hesaplamaların ötesinde su kullanımı yaparak suyumuzu hızla tüketiyoruz.
Bir vatandaşımız diyor ki; “Vatandaşa tasarruf edin diyorlar ama, bazı yerlerdeki ağaçları, Servergazi Hastahanesi’nin üstünde bulunan iki depodan tankerlere su doldurup, sulama yapılıyor. Barajdan alsalar olmaz mi? Su fiyatlarının pahalı olmasından vatandaş zaten zorunlu tasarruf yapıyor”
Yani, “Büyükşehir suya zam yapıyor, suyumuz az diyerek bize tasarruf çağrısı yapıyor, ancak kendisi buna uymuyor” şikayetini yapmış. Vatandaşlar, kendilerine akıl verenlerin, verdikleri öğütleri kendileri yapmayınca, bu tür şikayetlerin olması doğaldır.
Gerçekten ilimizde ağaç sulanması veya cadde yıkanması için Asri Mezarlık yanındaki yağmur sularının depolandığı baraj suyunun kullanılması daha doğru olmaz mı? Park Bahçeler Müdürlüğü arizözlerini buraya yönlendirirse, ya da “su deposu yakın buradan alalım” zihniyetindeki çalışanlar uyarılırsa, halkımız da su konusunda yetkililerin dediklerine uyarlar. Yoksa Denizli’de su kaynaklarının tükenmeye başladığını kimseye inandıramazsınız.
Aksi halde daha çok su kuyusu bulmayla, sondaj kuyusu açmaya çabalarsınız.
Benden söylemesi….