Sinan Oğan’ın Azerbaycan Devlet Başkanı İlhan Aliyev’in ricası ile, içine sinmese de Cumhur İttifakı lehine 28 Mayıs seçimlerinde tercih kullandığı iddiaları üzerine; üstelik geçmiş dönemde TRT önünde yaptığı protestoyu, Hüda Par konusundaki açıklamalarını, milliyetçitavrını hiçe sayarak, savunduklarının tam tersini savunması; omurgasız bir ölçü içinde hareket etmesi özellikle “Vatan, Millet ve Bayrak” sevdalısı, “Mevzubahis olan Vatan ise, gerisi teferruattır” diyen Türk Milliyetçilerinin sert tepkisine sebep oldu.
Ben bile, bu kadar sert ve eleştirisel olmaktan öte suçlayıcı açıklamalara maruz kalacağını ummuyordum. Ülkücü hareketin liderliğine soyunan bir kimsenin, bu denli linç girişimi ile kalitesizliğe düşürüleceğini tahmin bile etmiyordum. Türk Milleti olarak “balık hafızalıyız. Yakında unuturuz” sözünün Oğan için artık geçerli olmayacağını ve, Sinan Oğan’ın bu U dönüşü sonucu siyasi kimliğinin bittiğini, ülkücü kuruluşların hiç birisinde kapıdan içeri bile sokulacağını sanmıyorum.
Bunu neden söylüyorum?
Ülkücü kesimin, milliyetçileri peşinden sürükleyen duayen ülkücüler, Rahmetli Cennet mekan Başbuğ Alparslan Türkeş’in yol arkadaşları Sinan Oğan’ın bu hareketi üzerine harekete geçtiler. Ülkü Ocakları eski başkanlarının açıklamalarının üzerine, Doğu’nun Başbuğu Yılma Durak, Yaşar Okuyan’dan, rahmetli Gün Sazak’ın oğlu Süleyman Sazak’a kadar ülkücü davaya omuz veren, günümüze kadar taşıyan çilekeşler üst üste açıklamalar yaparak “parlamenter sisteme geçiş” konusunda Cumhur İttifakını değil, Millet ittifakını destekleyeceklerini açıkladılar. Elbette geçmişte olduğu gibi, bugün de ülkücüleri saflarında toplayarak tabanın hissiyatına kulak vermeye çalışıyorlar.
Cumhur İttifakı’nın bileşenleri arasında yer alan ve “kırmızı çizgimiz” demesine rağmen, Hüda Par ile yol arkadaşlığı yapan MHP ile BBP’nin artık Ülkücü kesimin partisi olmaktan çıktıklarını, “Milliyetçi kabul edilen” ama kökeni belli olmayan karmaşık bir siyasi topluluğun partisi oldukları bu vesile ile “tescillenmiş” oldu.
Yani, Başbuğ Türkeş’in yol arkadaşları, Taş Medreselerde çile çeken duayen ülkücülerin bile terk ettiği MHP’nin Devlet Bahçeli ve ekibi tarafından tarafından “Ülkücü parti çizgisinden Milliyetçi parti çizgisine” dönüştürüldüğü, “az olsun, bizim olsun” mantığı ile “iktidar olmak yerine, payanda olmayı tercih ederek” ülkücüleri tasfiye eden bir lider sultası altında parti oluştuğu tescillenmiş oldu.
Bünyesinden önce BBP, ardından İyi Parti’yi ve son olarak Zafer Partisi’ni çıkaran MHP gün geçtikçe küçülmekte ve ülkücülerin sempatisi yerine nefretini kazanmaya başladı. Artık Bozkurtlar “niye böyle oldu” diyerek sorgulamıyor. Konuşmuyor. Sadece sandığı gittiğinde MHP’yi es geçiyorlar.
İşte Sinan Oğan’ın Cumhur İttifakını destekleme kararının ardından, içlerindeki MHP sevdasını atmaya başlayan ülkücüler, bütün kesimleri ile Millet İttifakı’nı destekleme kararı aldılar. Bu maya tutar mı bilemeyiz. Ama ciddi bir çözülmenin olacağını aşikardır. Zira artık ülkücü olanların destek verecekleri Zafer Partisi gibi bir parti ortaya çıktı.
Davaya ihanetle suçlanan Ümit Özdağ, beklenilenin aksine dik duruşu ve korkusuz siyasi çalışmaları ile ülkücü kesimin sempatisini kazandı. 28 Mayıs seçimleri ile rüştünü ispat etmeye hazırlanıyor. İşte bunun için önümüzdeki genel seçimler ülkücülerin seçimi olacaktır. Vatanın bekası için sandığı gidecek olan milliyetçiler,biatçı bir yönetim yerine, Atatürk çizgisindeki bir adaya “kerhen” oy vermeyi hedefliyorlar.
Maya tutar mı? Kemal Kılıçdaroğlu seçimleri kazanır mı?
Bilemiyorum.
İki gün sonra göreceğiz. Bekleyelim ve görelim diyorum.
Saygılarımla…
Esen kalınız…
hüdapar'dan hazzetmiyorsunuz ama chpyi Ülkücü katili, Türk ve İslam düşmanı içinize sindirebiliyorsunuz.çok yazık, utanma da kalmamış.