Hiç dikkat ettiniz mi bilmem. Son yıllarda din adına ahkam kesenler, analarının dizinden, küçük kızlarının öpmesinden şehvet duyanlar, her şehirde bir kadınla evlilik yapabilen erkeklerden bahseden –sözde- din adamları, uydurulmuş dinin temellerini ağır ağır atmaya başladılar. Emevi hanedanı tarafından İslam Dini olmaktan çıkarılan yüce dinimiz; iktidar mensubu insanların “Mehdi” geliyor anlayışı içerisinde geleceğe içi boşaltımış, yeniden dizayn edilmiş bir din olarak karşımıza çıkmaya başladı.
Kendi öz kızını bile şehvet duyarım diye öpmekten kaçınan; Kur'an'ın ayetleri ışığında Hz. Peygamber (sav)in “Cennet anaların ayakları altındadır” ve “Ananıza babanıza ihtiyarlıklarında öf bile demeyiniz” öğütlerine rağmen bel altı düşünmekten, asıl dini anlatamayan müptezeller; son açıklamaları ile gayrı ahlakı yaşantıya, aile yapısına darbe vuran zina olayına kapı aralamaktadırlar.
İslamiyet, gerek ayet, gerekse hadisler bazında “nikah düşen kişileri” erkek, bayan olarak belirlemiştir. Bu durumda bir insanın annesine, kızına şehvetle bakması hem zinadır, hemde sapıklıktır. Bir din adamının bu konulara girerken çok dikkatli olması, ebeveynleri çocukları ile birlikte koruması gerekir. “Annenin açıkta kalan dizi şehvet uyandırır”, “Şehvet duymuyayım diye kızımı öpemiyorum” diyen din adamı sapıktır. Kur’an ayetlerine ve Hadis-i şeriflere uymamaktır ki, buda insanı küfre, şirke götürür.
Allah “Cennet anaların ayakları altındadır” buyururken, Hz. Peygamber (sav) “Kız çocukları rahmettir, diri diri toprağa gömmeyin”, “Anne ve babanıza öf bile demeyiniz” buyururken, kendisini doğuran anaya şehvet duyan sapık olmaz da ne olur?
İslam Dini “tek eşliliği” teşvik eden, zaruri şartlarda en fazla 4 evliliğe “kerhen” izin veren bir din olmasına rağmen, İran’da ve Suudi Arabistan’da olduğu gibi “Mute” nikahına izin veren ahlaksızlığı ülkemize ihraç etmek için çaba harcıyorlar. Öyle ki, nesebi belli olmayan nesillerin yetişmesine zemin hazırlayan bu güruhun anlattıkları, sapık bir ruh halinde olan insanlarımıza, kadınlarımıza ulu orta döven sapkınlara, küçük çocuklara tecavüz eden sapıklara zemin hazırlamaktadır.
Oysa, İslam Dini evliliğin ne şartlarda olacağını, birden fazla evliliğin ne durumlarda uygulanacağını Kur’an-ı Kerim’de ayetler ile ve Hz. Peygamber(sav)in hadisleri ile belirlemiştir. Bunların arasında her şehirde bir kadın gibi olaya caiz verebilecek açıklama veya dayanak yoktur.
Bu hesaba göre 81 ilde 81 kadın meselesi ortaya çıkar ki; bu değil dinin evlenme emirlerine, insanlığa bile sığmaz. Bu düpedüz sapıklıktır. Cariye ve kölelik müesseselerinin olduğu tarihlerde bile böyle bir olaya cevaz verilmemiştir. Hal böyle iken, bu yarım akılları uçkura çalışan –sözde- din adamları neyi dayanak göstererek böyle fetva verirler anlamıyorum.
İslam dini Cihanşumul bir dindir. Hz. Peygamber Muhammed Mustafa (sav) son peygamberdir. Bundan sonra ne din, ne de peygamber gelecektir. Bu hidayet kapısının açık, ama bir yol göstericinin olduğu anlamındadır. O yol gösterici Kur’andır. Allah, hiçbir şeyin eksik olmadığını, Dinin tamamlandığını belirttiğinde Kur’an-ın bir ışık, bir rehber, yol gösterici olarak müslümanların akıllarına, hafızalarına ve günlük yaşantılarına naksetmiştir.
Hz. Peygamber, Veda Hutbesi’nde “Size yol göstersin, rehberiniz olsun diye Kur’an-ı bırakıyorum” der. O halde insanlık Kur’an-a sarılmak varken, neden Mehdi bekler ki?
İşte Emeviler döneminden itibaren Arap milliyetçiliği bünyesinde kavimcilik anlayışını barındıran ve bundan dolayı da soy üstünlüğü sevdasında bulunularak içi boşaltılan, son asırlarda ise tamamen uydurulmuş dine çevrilen İslam Dini, bu sapık güruhlu din adamları yüzünden gerçek manada yaşanamıyor. Oysa, Kitap-Sünnet ve İcmal anlayışının yeşerdiği bir din olarak İslam, ehil insanların elinde olsaydı bu durumlara gelmezdi.
Allah sonumuzu hayır eylesin.
İbrahim kardeşim günümüz hastalığına neşter vurmuşsun sağ olun var olun devamını dilerim ilahiyetci mehmet koç hint kaynaklarından aldığı belgelede ingilizlerin bağdadi halidinin yetiştirildiğini 1700yılları anlatır