“Mezhepler olmazsa Hadisleri, Hadisler olmazsa Kur’an-ı Kerim’i anlayamayız! O zaman da ibadetlerimizi tam olarak yapamayız!”
Gerçekten öyle mi?..
Hz. Ebubekir, Hz. Ömer, Hz. Osman ve Hz. Ali de mi Kur’an’ı Hadisler sayesinde, Hadisleri Mezhepler sayesinde anlamışlardı!..
Kur’an anlaşılmamak üzere mi gönderildi?!?
Mezhepler bu kadar önemli ve vazgeçilmez idiyse niçin Peygamberimiz ayrılık ve tefrikayı sakıncalı buldu?
Peygamberimiz söylediği sözlerin yazılmamasını niçin istedi? İlk iki Halife yazılmış olan hadisleri neden toplatıp yok ettiler?..
Ne demek mezhep olmadan hadisleri anlamamak?
Ne demek hadis olmadan Kur’an’ı anlamamak?..
Bu anlayış aklı yok saymaksa şayet, Kur’an hemen hemen her surede aklımızı kullanmamızı emrediyor... Aklı kullanmamak Kur’an ile çelişmiyor mu?.. Dinin tamamlandığını söyleyen ve Yüce Allah tarafından korunduğu belirtilen Kur’an dururken Peygamberimizin vefatından iki asır sonra sözlü olarak derlenen hadisler, o hadisleri de birbiriyle çelişen Mezhepler sayesinde anlamaya çalışmak ne yaman bir akılsızlık değil mi?..
NE MUTLU TÜRK’ÜM DİYENE!
Not: Hayırlı Cumalar. Allah’ın selamı, rahmeti, mağfireti, sağlığı, huzuru ve bereketi üzerinize olsun!