Gazi Mustafa Kemal, İzmir'in işgal kuvvetlerinden kurtarılmasından sonra İzmir'e gitmişti.
İzmir'de dinlenmek istiyordu.
Dalgın dalgın denize bakarken, Türk sularında demirlemiş İngiliz Savaş Gemileri dikkatini çekti. Savaşı kaybeden İngiliz gemilerinin hâlâ sularımızda durmasına çok sinirlendi.
Balkondan içeri girdi. Salih Bozok'a:
- Bana derhal Hariciye Vekili Yusuf Kemal bey'i çağırın!... dedi.
Hariciye Vekili Yusuf Kemal Bey'e:
- Mağlup bir devletin donanmasının burada durmasına gerek yok.İngiltere'ye nota verin! donanmasını çeksin. Çekmezse batıracağımı bildirin!.. emrini verdi.
Vekil, şaşırdı. Tamam diyerek Atatürk'ü oyalamaya başladı.
Atatürk, emrin yerine getirilmesi gecikince öfkelendi...
Durumu fark eden Latife Hanım:
- Efendim ben yazayım notayı... dedi.
Atatürk:
- İngilizce yazacaksın!... dedi.
Latife Hanım yarım saat içinde notayı yazıp Atatürk'e takdim etti.
Metni beğenen Atatürk, Hariciye Vekilinin derhal yanına çağrılmasını emretti. Hariciye Vekili derhal geldi.
Atatürk, metni uzatarak:
- Sizin bir türlü yazamadığınız notayı Latife Hanım yazdı. buyurun bir de siz okuyun!... dedi.
Hariciye Vekili notayı İngiliz hükumetine bildirmek zorunda kaldı.
Bu notadan kısa bir süre sonra İngilizler gemilerini Türk sularından çekti!
Hariciye vekilinin endişeleri değil, Atatürk'ün sarsılmaz iradesi haklı çıkmış oldu.
Bu nota müzik notası değildi elbette...
Atatürk'e minnetlerimizi arz ediyoruz.
NE MUTLU TÜRK'ÜM DİYENE!