2023 Genel Seçimlerinde “Yenilmemesine ve partinin oyunu yüzde 48 oranlarına çıkarmasına rağmen” yenilmiş gibi bir algı yaratılarak kamuoyunda seçmenlerin yanı sıra, siyaset simsarlarının kucağına itilmeye çalışılan Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu, büyük kongrenin seçimlerden sonra yapılmasını istemesine rağmen, her seçim öncesi ve seçim sonrası ortaya çıkan, CHP’ye oy verdikleri bile belli olmayan “istemezçükçüler” yine “değişim” adı altında baş kaldırdılar. Partilerine verdikleri zarar bir kenara, Genel Başkanlarına uygulamaya çalıştıkları ambargo ve linç girişimi ayyuka çıktı.
Oysa her seçimde olduğu gibi, yerel yönetimlerin belirleneceği bir ortamda, böylesine başkaldırış CHP’ye zarar verdiği gibi, iktidar partisinin ekmeğine yağ sürmektetir. Zira 22 yıllık iktidarının en zayıf olduğu bu dönemde; Ankara, İstanbul gibi büyükşehirlerin rantıyüzünden iştahı tekrar kabaran iktidar partisi genel seçimlerdeki oy kaybına aldırmadan hızlı çıkışlarla yol almaya başladı. CHP ise, yerel seçimler yaklaşırken, zamanı iyi kullanması gerektiği halde, iç çekişmelerin kurbanı olmaya başladı. Yani CHP, Ak Parti tarafından bilinçli olarak yapılan muhalefet çalışmasının kurbanı olmuş durumda. Bu durum, CHP’nin kalelerini bile kaybetmesine sebep olabilir.
İşte böyle bir ortamda delege seçimlerinden ilçe kongrelerine kadar yeniden yönetimlerini dizayn etmeye başlayan CHP, ne yazık ki kendilerine yönelik eleştirilere bile cevap veremez duruma düştü. Hal böyle olunca, ekonomik sorunlar başta olmak üzere, mülteci ve sığınmacı problemlerinin ayyuka çıktığını bile dile getiremez, halkın çaresizliğine destek olamaz hale geldi.
Korkarım, istemezükçülerin her seçim öncesi ve sonrası başlattığı parti içi isyanın faturasını yine halkımız ödeyecek. Çünkü koskoca muhalefet partisi, iktidar partisinin siyasi hamleleri ile esir alınmış durumdadır. CHP isyancıları bilerek veya bilmeyerek iktidar partisinin yolunu açmıştır. Kongreler ve yenilenme süreci yerel seçimlerden sonra yapılsaydı, hesaplaşma seçimlerden sonraya bırakılsaydı, gerçekten çok iyi olacaktı. Belki, Kemal Kılıçdaroğlu genel başkanlığı bırakarak köşesine çekilecekti. Ama zorlama ile buraya kadar gelindi. İktidar ve ortakları yerel seçimlere katılacak adaylarını belirlediler ve yol almaya başladılar bile. Ama CHP, iktidar partisine Ekim ayı itibariyle yol alarak, yetişmeye çalışacak.
CHP’nin içinde bulunduğu bu durum, ilimiz Denizli kongrelerine de yansıdı. Delegelerin yüzde 70 oranı yenilendi. Kadrolu delegelerin hemen hemen yarısı elendi. İlçe kongrelerinde genç ve dinamik başkan adayları ile kadroları ortaya çıktı. Ama yapılan hesaplar her zamanki gibi koltuk uğruna olduğundan, önümüzdeki seçimlerde değişen bir şeyin olacağını sanmıyorum.
İlimiz Denizli değişim istiyor. Denizli halkı uzun süredir devam eden sistemin artık değişmesini istiyor. Yılların getirdiği metal yorgunluğu kadroların gitmesini, yepyeni yüzlerin ortaya çıkmasını istiyor. Ama CHP bunu veremiyor. Güven vermiyor.Taban da bu beklentilerini “İktidar partisinin karşısında güvenilecek parti yok. Mecburen yine AKP’ye veriyoruz” sözleri ile dile getirirken; aynı zamanda muhalefet partilerine de inceden bir mesaj veriyorlar. Lakin bunu anlayacak bir muhalefet partisi ve onun sözcüleri yok.
Bu yüzden bu seçimlerde de yine hüsrana uğrayacak gibiyiz.
Saygılarımla..
Esen Kalınız…