Türkiye dün yapılan seçimlerde kararını verdi; Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan.
Türk Milleti, “Kemal Kılıçdaroğlu hep muhalefette kalsın. Bütün bileşenleri yanında toplasa da, bir araya getirip gerçekleri anlatsa da; iktidar yüzü göremesin. Önemli olan düzenin sürekli ve düzenli bir şekilde devam etmesidir.” gibilerinden Erdoğan lehine tavır koydu.
Evet…
Türkiye genelinde yüzde 85 oranında sandıklara giden Türk Milleti, karpuz gibi yarıya yarıya bölünerek; bir kısmı “Erdoğan’ı istemiyoruz, bir kısmı Erdoğan başımızda kalacak” diyerek, 50+50 oranlarında oy verdi. Yurtdışında yaşayan “Tuzu kuru” olan gurbetçilerimiz ve dolar üzerinden vatandaşlık alan, dilimizi bile bilmeyen yabancıların oyları ile Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan yüzde 52 ile ipi göğüsleyen kişi oldu. Türk Milletine Hayırlı uğurlu olsun.
14 Mayıs genel seçimlerinde yüzde 87 oranında oy kullanan insanlarımız, bu kez iki puan düşerek yüzde 85 dolaylarında sandığa gitti. Demokrasilerin vazgeçilmezlerinden olan bu tür seçimlerde bu oran hayli fazla. Yüksek bir oran. Ancak, her iki seçimde de ısrarla sandığa gitmeyenlerin neden ve niçin oy kullanmadıkları araştırılmalıdır.
Seçimlerden sonra analiz yapan siyasetçiler, Zafer Partisi ve ülkücü kesimin önde gelenlerinin çağrısı ile Türk Milliyetçilerinin sandığa gittiğini, bir kısım milliyetçi kesimin ise; sandığı gitmeyerek tepkisini koyduğunu belirtiyorlar. Yani, bundan önceki yazılarımda dediğim gibi; 28 Mayıs genel seçimlerinin kaderini belirleyen Milliyetçiler oldu.
Yeşil Sol Parti, diğer adıyla HDP yapılan manipilasyonlardan, suçlamalardan, Ümit Özdağ’ın tercihinden hiç etkilenmediğini belirtircesine sandığa gitti ve tercihini yaptı. Ülkemizin bu bölgelerindeki sandık sonuçları 14 Mayıs seçimlerine göre değişmeden hemen hemen aynı kaldı. Doğu ve Güney Doğu illerinde ortaya çıkan sonuçlar bunu gösteriyor.
Seçimler Türkiye’ye hayırlı uğurlu olsun.
Artık bundan sonrasına bakmak gerekiyor. Ülkenin içinde bulunduğu ekonomik sorunlar, kutuplaşmalar ve “yendik” algısı ile sokaklarda nara atanların, diğerlerini ötekileştirmelerine izin vermemek gerekiyor. Nihayetinde bir seçim yapıldı. Savaşa girilmedi. Barışın ve kardeşliğin ekilmesi, ülkemizin içinde bulunduğu bu büyük buhranlardan çıkarılarak refah payının artırılması, fakir fukaranın gözetilmesi ve en önemlisi de alım gücünün yükseltilerek, insanların huzurlu yaşama döndürülmesi gerekiyor. Büyük bir çıkmaza doğru sürüklenen sanayi kesiminin rahatlatılması, İhracat ve ithalat dengesinin korunması acil olayların başında geliyor.
Hayırlı uğurlu olsun.
Saygılar sunuyorum.
Esen kalınız…