Benim çocukluğumda geniş ve verimli ovaları, vadileri sulayan, gençlerin yüzdükleri, pek çok kişinin ölümüne sebep olan büyük Menderes nehrinin o coşkulu döneminin biterek, debisinin bugünkü konumlara geleceğini ve sonra tamamen kuruyacağını kim bilebilirdi ki? Berrak, sert ve hızlı akan coşkulu suyu ile kenarındaki bataklıkların kurutulması ile oluşturulan havza, asırlardır insanlara bereketi ile gıda vermiş, gemiler ile Efes’e kadar taşımacılık yapılmasında kullanılmıştır.
Çal-Çivril ve Baklan bölgelerine asırlardan beri hayat veren Büyük Menderes nehri, son yıllarda bataklık haline dönüştü, sonrasında kurudu. Özellikle Menderes’in en büyük su kolları olan Uşak’ın evsel ve sanayi atıkları yüzünden kirlilik oranı hayli fazlalaşan Banaz Çayı ile Çürüksu’nun aşırı kirlenmesi bu egenin 548 km. uzunluğundaki büyük nehrini yok etti.
Deniliyor ki; Büyük Menderes Nehri, yerleşim yerlerinden kaynaklanan evsel atık sular; sanayi kuruluşlarında oluşan endüstriyel atık sular; aşırı, zamansız ve yanlış gübre-pestisit kullanımı etkileriyle kirletilmektedir. Havzaya kuş bakışı bakıldığında, arazi kullanım tasarımlarının yetersizliği, üreticinin çok ürün beklentisi sonucu toprağı ve biyolojik çeşitliliği kimyasallarla acımasızca yok edişi, nüfus artışları ile yaşam dengelerinin bozulduğu görülür. Atık alıcı ve taşıyıcı ortamı olarak işlevini sürdüren Büyük Menderes’e, teknolojik, evsel ve kentsel atıkların deşarj edilmesi, milyonlarca yılda oluşan ekolojik dengelerin birkaç on yılda bozulması sonucunu getirmiştir. Nihayet iklim değişikliği ile gelen kuraklık, Afyonkarahisar bölgesindeki barajların yapımı ve bunun karşılığında Denizli siyasetinin hiçbir şey yapamaması Büyük Menderes nehrinin kurumasına zemin hazırlamıştır.
Denizli, Aydın ve Uşak illerinde, Büyük Menderes nehrine atık sularını arıtmadan savaklayan 20 tür endüstri kuruluşu mevcuttur. DSİ havza istatistiklerinde, Büyük Menderes Nehri Havzası’ndaki belediye sayısı 65 küsur olarak verilmektedir. Bunlardan yalnızca altısında kanalizasyon şebekesi bulunmaktadır. Aşağı havzalarda ise kirlilik daha da yoğunlaşmakta ve nehir ekosistemi yok olmuştur. Nehirde kirlenmenin ana unsurunun Çürüksu Çayı olduğu tespit edilmiştir. Büyük Menderes Nehri'nin temizleme çalışmalarının da bu nehirden başlanması gerektiği iddia edilmektedir.
Bu nehrin çevresinde oluşturulan yerleşimlerin yıllardır içme suyunu bile buradan tedarik ettikleri bilinmesine rağmen, sanayi ve evsel atıkların nehre akıtılmasına seyirci kalınması durumu bugünkü vahim konuma getirmiştir. İklim değişikliği yüzünden kuraklığın oldukça etkili olduğu bölgede, yerel yöneticiler arasındaki su gerginliği de ortaya çıkmıştır.
Son yıllarda bu büyük nehrin kurtarılması için bazı kesimler tarafından toplantılar düzenlenmektedir. Ancak yetkililer bu konuda yeterli çalışma yapmamaktadır. Bazı yerel yöneticilerin yaptığı çalışmalar ise yetersiz kalmaktadır.
Yapılan çalışmalarda öncelikle sanayi kuruluşlarına filtreleme sistemlerinin zorunlu kılınması ve atıklar için arıtma tesislerinin kurulması istenmelidir. Bunun içinde Banaz ve Çürüksu kollarının çıktıkları kaynaklarından itibaren temizlenmesi, sonrasında asıl nehrin yatağının ıslah edilmesi gerekmektedir.
Büyük Menderes nehrinin kurumasının ardından, bütün kesimler feryat ederken, yıllar önce nehir konusunda çalışmalar yapmaya çağıran dönemin İl Genel Meclisi üyelerinden Ahmet Divarcı; “2006 yıllarında B.Menderes ölüyor diye bas bas, bağırdığımızda, haberler yaptığımızda kimseler ses çıkarmıyordu. 2006 yılında il genel meclislerinde Yukarı Menderes, aşağı menderes havzaları diye komisyonlar kuruluyor, buralarda B. Menderes nasıl kurtulur diye tartışılıyordu. Oralarda da videolarla, slaytları anlattık. Konuşmaktan başka bir şey yapılmadı. En nihayetinde 2007 yılında yaptığımız bir haber nedeniyle Akkent kasabasındaki KONFURT fabrikası yalan haber diye bizi mahkemeye verdi. Mahkemede fabrikanın B. Menderesi kirlettiğini video görüntüleriyle ispat ettik de beraat ettik (rahmetli Av. Yuksel Badıra tsk. ederim) Mahkemen sonra Tarım Orman İl müdürlüğü ceza yazdı. Yoksa hiç yamayacakti..18-20 yıl sonra hala menderes nehri konuşuluyorsa, bir şey yapmayanlara yazıklar olsun.” Diyerek, feryatlarının duyulmadığını belirtiyor.
Ne diyelim? Kader utansın..
Saygılarımla..
Esen kalın.
Yorumlar
Kalan Karakter: