Son zamanlarda gündem değiştirmenin ötesinde, insanları sürekli yanıltan ve kafalarını karıştıran olaylar nedense hep dini cemaatlerden ve başta Diyanet İşleri Başkanlığı olmak üzere dini kuruluşlardan gelmektedir. Kimileri Allah ile Peygamber ile, kimileri de Atatürk ile konuşup, insanlara onlardan aldıkları –güya- emir veya sözleri –hiç utanmadan, arlanmadan- müritlerine anlatıyor. Onlar da aslı varmış gibi, kuzu kuzu dinliyorlar. Hatta telefonları ile video çekerek sosyal medyada paylaşıyor. Böylece, şarlatanların insan aklı ve mantığına sığmayan sohbetleri ulu orta saçılıyor.
Ahlaksızlık, sapıklık, dini alabildiğine kullanma bunlarda. Utanma arlanma olmayınca, yüzleri de kızarmıyor bunların. Bu yüzden çok dikkatli olunmalı ve İslam dininin içinin boşaltılmasına izin vermemeliyiz.
Son yıllarda –sözde- dindar geçinen Müslümanlarımız ise, ellerinde avuçlarında ne varsa onu Hacc için harcama yapmak gayreti içindeler. Öyle ki, çoluk ve çocuğunun rızkından keserek Hacc için para biriktirmekte veya kredi alarak –sözde- Hacc ibadetini yapmak istemektedir.
Oysa ki Hacc ibadeti mali bir ibadet olmakla birlikte, senevi çoluk çocuğunun rızkını ayırıp, kalan parası varsa insanlar üzerine farzdır. (Farz olması uydurulmuş Emevi dinine göredir); mali yükümlülüğü ağır ve borç altında olan insanlara Allah yüklememiştir.Yani müteaddi bir ibadettir.
Ama cemaatler ve umre ticareti yapan şirketler, tatlı paralar kazandıklarından –özellikle- umre ziyareti telkinleri sonucunda öyle bir Pazar türetildi ki, insanlarımız borçlarına, ailelerinin rızıklarına bile bakmaksızın kredi çekerek ziyaret etmekte ve vahhabi olan Suud’ları zengin ederek, Müslümanlara bir mermi olarak geri dönen ibadetlerini yapmaktadırlar. İbadet diyorum, bu Allah’ın istediği ibadet değil; Allah dostlarını üzen Şeytanların telkin ettiği, cemaatlarında desteklediği bir azab ibadetidir. Allah bu tür ibadetlerden korusun.
Dikkat ediyor musunuz bilmem.
Diyanet işleri Başkanlığı başta olmak üzere, Dini Cemaatler harıl harıl Hac ve Umre reklamı yapıyorlar. Suudi Arabistan'ın yaptıkları ortada dururken; Yemenli annelerin göz yaşları sel olmuş akarken, Mısır'da Suriye'de olup bitenlere; Suudi Arabistan açıktan destek verirken, Libya'da Hafter'e açıktan destek verirken; kalkmış benim Müslüman kardeşlerim HAC ve UMRE için davetler yapıyorlar.
Yazıktır, günahtır.
Müslüman etrafında olup bitenleri görmek zorundadır. Dikkatli olmak zorundadır.
Gayr-i Müslimlerle birlikte olup Müslümanları katletmek için kurgulanan Suudi Arabistan'a verilen bir TL. Müslüman desteğine Allah rıza göstermez. O paralar kurşun olarak Yemen'e gidiyor, Libya'ya gidiyor, Mısır'a gidiyor...
Amerika'ya Suudi Arabistan'ı korusunlar diye Bir Milyar Dolar ödeniyor. Ne için? "Badigart" parası olarak. O paranın içinde senin Hac paran da var. Umre paran da var.O paraların hesabını Allah huzurunda, huzur-u mahşerde ilahi adalet terazisinde yarın sen vereceksin.
Sevgili Müslüman kardeşlerim;
Haydi hep beraber protesto amaçlı olarak gitmeyelim Hacc'a. Bu kez Farz olan Cihad ibadetini yerine getirelim. Duruşumuz belli olsun, karınca gibi safımız belli olsun bu sefer. Emin olunuz o kurban olduğum Allah, o zaman hepinizin gözlerinden öpecektir...
Allah "Ey rabbim! Dileseydin onları ve beni daha önce helâk ederdin. İçimizdeki beyinsizlerin işledikleri yüzünden bizi helâk edecek misin? (Araf Suresi 155-156)” buyurduğu halde, içinde bulunduğumuz durumun vahametini idrak etmeyenler, ülkemizin içinde bulunduğu ekonomik şartları bilmesine rağmen. Suriye gibi Müslümanların katledildiği bir coğrafyada, Yemen’in sürekli bombalandığı, -Kurban Bayramı’nda kesilen kurbanlar dahil- hiçbir yardım alamadığı için çocukların aç yattıkları, öldükleri bir ortamda Hacc ve Umre ile oyalanan Müslümanlar, elbet Allah huzuruna çıktıklarında –bugünkü hallerinden- sorguya çekilecektir.
İlahi adalet terazisinde bu Müslümanların, ABD’nin uşağı olmuş bir ülkeye gitmelerinin vahametini elbette göreceklerdir.
Allah delalete düşmüş müslümanlardan eylemesin.