Rahman ve Rahim olan Allah’ın adıyla
Oğuz Türklerinden beri Türk cihan hakimiyeti ülküsüne verilen isimdir Kızılelma. Türklerin ne yönde olursa olsun ulaşılmadan önceki ulaşılması gereken yerin adı olmuştur. İstanbul “Bizans”, Roma, Viyana birer Kızılema olmuştur. Hatta öyle olmuştur ki; tarih hükümdarların bu büyük hedef ve amaç uğrunda ordularını şevke getirdiğine şahit olmuştur. Tarihçi Hammer’den, Kanuni’nin barış zamanlarında kışlalarda askerlerin elinden şerbet içip onlara iltifat ettiğini ve bardağı da altın ile doldurup “Kızılelma”da buluşuruz diyerek askeri aşka getirdiğini öğreniyoruz.
Bugünün Kızılelması
Günümüzde Kızılelma ülkeler fethetmek veya başka topraklarda hakimiyet kurmaktan çok zulmün olduğu yere neşter vurup oraya barışı yerleştirmektir. Dün de Türkün milli hedefi hep Allah’ın tevhid sancağını dalgalandırmak olmuştur. Öyle olmasaydı Osmanlı hükmettiği yerleri zorla bir gecede Müslüman yapardı. Ancak yüce Allah istese zaten bunu gerçekleştirmek onun kuvvet ve kudreti dahilindeyken yapmıyorsa, Müslüman Türk’e düşen de gönülleri fethetmek olmuştur.
Fetih işgal, istila toprak kazanma halklarını kolonileştirme değildir; fetih mazlumların, esir milletlerin zulümden ve esaretten kurtarılma ameliyesidir. Adaletin olmadığı ve zulmün hâkim olduğu yerlere sevgi, şefkat ve merhamet elinin uzanmasıdır. Bugünün Kızılelması da uyuyan devin uyanmasıyla başlamıştır.
Îlâyı Kelimetullah
Samiha Ayverdi “Dünden Bugüne Ne Kalmıştır” adlı kitabında Allah’ın ismini yüceltmek anlamına gelen Îlâyı Kelimetullah’ı bize soru sorarak açıyor. Samiha Ayverdi “Tevhit ağacının dalı budağı, daha doğrusu ruhu demek olan adalet, insaf, hak ve hakikat olmayan yerde İslâm nasıl buyruk yürütebilir, diye bize sormaktadır.
Bugün İslam ülkelerinin birçoğu kardeşlerine yapılan zulme ne yazık ki sessiz kalmaktadır. İslâm’ın adı kullanılarak adeta cahiliye devri yaşanılmaktadır. Yine Müslüman Türk devleti, yani Türkiye Cumhuriyeti Orta Asya’dan beri İslam ile yoğurduğu bilge ruhunu şevfkat eliyle mazluma uzatmış bir yandan yine aynı el düşmana kahrettirmiştir. Müslüman Türk’ün asırlar boyu Kızılelması Samiha Ayverdi’nin de dediği gibi Hak, Hukuk, adalet, insaf, merhamet olmuştur. Kızılelma ülküsü bir kapı açar; o kapıdan girildiğinde yaralı gönüller şifa ve hidayet bulur. İşte Îlâyı Kelimetullah’ın tezahürü de budur.
Bizim Kızılelmamız
Yaratılmış her şeyde adaleti sağlamak başta insanlığın görevidir. Bu nedenle adalet Türk’ün esas gayesi olmuştur. Batı alemi adaleti kanunlar ile oluşturmaya insan hakları beyannamesi adı altında dünyaya ders vermeye çalışmıştır. İslam Peygamberi efendimizin Veda Hutbesinde tüm Müslümanlara bıraktığı en büyük adalet vicdanlarımıza ektiği tohumlar olmuştur. O gün bugündür biz Türkler bunun adına Kızılelma veya Îlâyı Kelimetullah diyoruz.
Nihayet bizim de bu yüce Türk milletinin bir ferdi olarak en küçükten en büyüğe insan olarak Allah’ın istediği en yüce mertebeye ulaşmak için çabalamalıyız. Komşusundan başlayarak, kurda kuşa akrabaya kadar kollayıp gözeten fertler olmalıyız. Kızılelmamız, İslam’ın en şereflisi olarak bize bahşedilen unvanı hakkı ile taşıyıp kutsal sancağı bir sonraki nesle devretmek olmalıdır. Şu ahir zamada tekrar Allah CC nın yardımıyla kızılelmaya ulaşıp, nizam-ı aleme Türk Milletine tekrar yaymaya nasip eylesin… METİN ALKAN
EĞİTİMCİ YAZAR