Yazının başlığını önce Türk Siyaseti olarak koydum. Sonra değiştirdim. Türkiye’deki siyaset yaptım.
Neden?
Düşününce Türkiye’deki siyasetin Türk Siyaseti olmadığı çok kolay anlaşılıyor.
Çünkü Türkiye’deki siyaset Türke karşı bir siyaset.
Bu siyaset alanında Türk’e karşı olanlar baş rollerde. Herkes Türkü aldatıp çantada keklik sayıp Türke karşı olanları elde etmeye çalışıyor ve Türk karşıtlarını göklere çıkartıyorlar.
Bunun içinde fikir gerçeklik hak ediş hususları paketlenip duvara asılıyor.
Türk kendine gelip doğruyu bulamıyor dağınık parça parça oluyor ve kendini kullananlara hizmet ediyor.
Türk karşıtlarının ise gücü yetmediği için son hedeflerine ulaşamıyorlar.
Bu durum da Türkiye’deki siyasette bir çıkmaz sokak ve kısır döngü oluşuyor.
Bu çemberin dışına çıkmak isteyenler alternatifsizlik ve çaresizliği yaşıyor.
Güya bu çemberin dışına çıkmak isteyenlerin denemeleri oluyorsa da bunların çıkış sebepleri ellerinden makam ve mevkilerinin alınması olduğundan asıl olması gerekenden çok uzak kalıyorlar. Bunlarda düşünce fikir ve hedef farkı olmadığı için sönüp gidiyorlar. Bunların söylemleri sadece başkalarının eksiklik ve yanlışları üzerine olduğundan dikkate alınmıyor.
Şunu unutuyorlar.
Bir şekilde birilerini benimsemiş olanları çirkin şekilde hedef alıyorlar. Bu durumda kişilerin benimsediklerine daha sıkı sarılmasına vesile oluyorlar söyledikleri doğru bile olsa havada kalıyor.
Bu günkü siyaset kısır dögüsünü kırması gerekenler yani Türk milliyetçileri kış uykusunda.
Sıradanlaştılar farksızlaştılar.
Amma velakin ülkemizin bu kısır döngüyü en kısa zamanda kırması lazım.