Son iki gün yazı yazmadım, yazamadım. Çünkü, önce Sinan Oğan, ardından sol partiler arasında “faşişt” olarak nitelendirilen Zafer Partisi Genel Başkanı Ümit Özdağ’ın ve HDP’nin son açıklamalarını beklemek istedim.
Gerçi, tavandaki insanların kendi aralarında yaptığı satranç turnuvası, tabanı pek ilgilendirmiyor ama; Yeşil Sol Parti, diğer adıyla TİP ve HDP tabanı, tavandakilerin seslerine kulak verip onların yürüyüşlerine ayak uydurdukları için son açıklamalarını merak ettim. Anladım ki, geri adım atmayan sol ittifak partileri; “Kendileri açısından değişen bir şey olmadığını, fikirlerinin ve tavırlarının değişmediğini” belirterek, 14 Mayıs tarihindeki kararlarının 28 Mayıs seçimlerinde de devam edeceğini açıkladılar.
Ancak, “bana göre” Cumhur ittifakından gelen montaj video karalamaları dikkate alınarak, “Kılıçdaroğlu” ismini teleffuz etmediler. Ama desteklerinin sürdüğünü dile getiren açıklamalarda bulundular. Kısaca Kemal Kılıçdaroğlu etrafında bütünleşmiş olan hiçbir bileşende ayrılık, gayrılık, küskünlük olmadığı ortaya çıktı. Bu durum elbette tabanda büyük heyecanı sürükleyecektir.
Şimdi seçimleri kazanabilmek için sırada bu bileşenlere yenilerini katmak kalıyor. Seçimlerden yaklaşık 6 kadar önce yapılan anketlerde Cumhur ittifakı tabanının “parlamenter sisteme dönüş” konusunda yüzde 63 oranlarında “evet” dediğini biliyoruz. Yani Cumhur ittifakı tabanı, “bu sistemin Türkiye’ye yaramadığını, değişmesi gerektiğine” inanıyorlar.
Oy kullanmayan 6 milyon kişi ile geçersiz sayılan 1 milyon oy ile birlikte toplam 7 milyon kişi sandığı gittiği taktirde, durumun ne olacağı ise merak konusu. Kamuoyuna baktığınızda; Cumhur ittifakında bir sinirlilik ve tedirgilik varken, Millet İttifakı bu kez derinden sessiz bir şekilde çalışıyor.
Son gelişmeler ve açıklamalar ile 28 Mayıs genel seçimleri bir seçim olmaktan çıkmış, referanduma dönüştürülmüş durumda. Cumhur İttifakı’nın “kıvrak zekalı gençlerinin” oluşturduğu asparagas videolar, AKP’li belediye başkanlarının “yalan dolu afişleri” billboardlara asmaları; Millet ittifakının da buna karşılık suç duyurularında bulunmaları, “yalan, dolanları anlatacağız” çalışmaları öylesine ön plana çıktı ki, liderlerin verdiği taahhütler ikinci planda kaldı. Hatta bu algı operasyonları çerçevesinde neredeyse unutuldu. Zaten Cumhurbaşkanı Erdoğan da seçim çalışmalarında, mitinglerinde bunu arzu ediyordu. Gerçekler unutuldu, hamasi nutuklar içerisinde demogoji yapılmaya başladı.
Ancak tabanda seçmeni dinlediğinizde; özellikle MHP tabanında ve AKP’ye oy vermiş bazı seçmenlerde Millet İttifakı adayına 28 Mayıs seçimlerinde oy verme eğilimi gözükmüş durumda. Sinan Oğan’ın “Aliyev ricası ile” Cumhur ittifakına destek vermesi ülkücü kesim tarafından sert bir tepki ile karşılandı. AKP tabanı da, milletvekili seçimlerinde istedikleri adaya oy verdiklerini, bazıları istedikleri adayın listeye alınmamasını bahane ederek Kılıçdaroğlu’na oy verme eğilimi gösteriyor. Zafer Partisi ile Memleket Partisi tabanında ise, Kılıçdaroğlu sesleri yükselmeye başladı.
Çünkü bu iki partiye oy verenler, “Sığınmacı ve tek adam rejimi” meselelerini ön plana çıkartarak, Cumhur ittifakına “asla” gitmeyecek seçmenlerden oluştuğu ortaya çıktı. 28 Mayıs seçimlerinde karşılarında tek alternatif bulunduğu için “kerhen” Kılıçdaroğlu’na oy verecekleri ortaya çıkıyor. Özellikle oy verdikleri Sinan Oğan’ın Cumhuru tercih etmesi, bu kesimde müthiş bir öfkeye de sebep olmuş durumda. Keza, BBP tabanı ise ekseriyetle endişeli gözüküyor. Zira HüdaPar’lılar seçilecek yerden aday gösterilmiş ama genel başkanları Destici aday gösterildiği yerden seçilemedi.
MHP bünyesindeki çatlak, Sinan Oğan meselesi ile ayyuka çıktı. Ülkücü kesimin önde gelen isimleri zehir zemberek açıklamalarile Oğan nezdinde MHP’yi eleştiriye tuttular. “Ülkücü kesimi toparlayamamak, tutamak ve dağıtmak” gibi kelime aralarına gizledikleri cümleler ile dile getirdiler. Bu durum, daha önce dile getirdiğim gibi; Milliyetçi kesim parlamenter sisteme dönüş yolunda atılan adımları destekleyecek gibi gözüküyor.
Kısaca; san bir hafta içerisinde ibre Millet İttifakı tarafına dönmüş durumda bulunuyor. Bunun Millet İttifakı bileşenleri iyi kullanırsa, çok az bir farkla ipi Kılıçdaroğlu göğüsleyebilir.
Üç gün kaldı. Bakalım göreceğiz..
Saygılar sunuyorum.
Esen Kalınız…