Geçtiğimiz günlerde bir dost meclisinde, konu dönüp dolaşıp siyasete geldi. Elbette siyaset denilince; insanlar hep eksik arar, güzelliklerin bile içerisine birazcık çeşni katarak, onu itibarsızlaştırmaya çabalar. Ancak, bazen de bu siyasi konuşmalarda hakikat payı ortaya konulur ve kendilerinde çözüm yolu aranır.
Bu dost meclisinde, konu geçtiğimiz günlerde ihalesi yapılan Aydın-Denizli Çevre yolunun durumu vardı. Kimileri bu çevre yolunun trafik açısından ilimizi çok rahatlatacağını, kamyonların şehir trafiğine girmeden transit geçmelerinin ana yolları bile rahatlatacağını belirtti. Kimileri şehirler arası mesafenin kısalmasından dolayı zaman kazanılacağını, bir sanayi kenti olan ilimizin ihracatında büyük önem taşıyacağını belirtti.
Elbette bunlar, karayolunun kısalarak zaman kazandırması, trafiğin rahatlatılması açısından oldukça önemli. Gerek sanayi, gerekse turizm açısından gelişmiş ve gelişmeye yüz tutan ilimizin bu çevre yoluna gerçekten çok ihtiyacı var. Ve yapılması gerekir. Yıllardır da, yılan hikayesine dönen, ihalesi birkaç kez ertelenen bu yolun yapılacak olması elbette sevindiricidir.
Ancakkkk..!
Bu yolun AKP iktidarı tarafından önemli bütün ihalelerde yaptığı gibi “Yap-İşlet-Devret” modelinde, 20 yıl üstlenici firma tarafından çalıştırılacağı, Nazilli-Kuyuçak sınırları içerisindeki güzergaha kadar 250 araç, Aydın’a kadar olan mesafeye ise 380 araç garantisi verildiği; geçişlerin ihale de 26 tl. ama doların yükselmesinden dolayı şu anda 37 tl. olacağı konuşuluyor.
Aydın Büyükşehir Belediyesi tarafından Aydın girişi ile çıkışı arasında yaptırılan çevre yolundan bedel alınmazken, Özal hükümetleri döneminde yapılan otobanlardan 4.5 tl. ücret alınırken, Denizli-Aydın arasında 37 tl. alınması ne manasına gelmektedir?
İstanbul-İzmir karayolunun fahiş fiyatta olmasından dolayı; hız düşkünleri ve zenginler haricinde kullanılmayan yolun durumu, sonradan yapılan İstanbul’daki köprülerin ve Marmaray’ın durumu ortadadır. Otobüsler, kamyonlar bile bu fahiş fiyatlı yol ve köprüleri çok zorunlu olmadığı müddetçe kullanmamaktadır. Ekonomik kriz yüzünden sorunlar yaşayan insanlarımız, ceplerindeki paranın son kuruşuna kadar hesap yaparken, ilimiz Denizli’ye prestij kazandırması için çok istediğimiz bu yolun, birilerine rant kapısı yapılması ne kadar doğrudur?
Elbette, siyasi kulislerde konuşularak, eleştirilere sebep olan bu durumun doğruluk derecesini tam manasıyla bilemiyorum. Bu yüzden yetkililerden bilgilendirmek ve ihale şartnamesinin yayınlanmasını istiyorum. Halkın gerçekleri bilme hakkı vardır. Kapalı kapılar ardından yapılan pazarlıkların ne kadarı halkımızı ilgilendiriyor, bilme hakkı vardır.
Bir devletin refahı ve ekonomik büyüklüğüne göre bu tür yolların yapılması çok önemlidir. Hatta elzemdir. Fakat, milletin sırtına bindirilen bu yük gerçekten var mıdır, yok mudur bilmek istiyorum. Çünkü beşikteki çocuğuna kadar borçlu olan bir millet, artık hesabını doğru yapmak, cebindeki maddiyat kadar harcamak zorundadır. Hesapsız yapılan işler, her zaman geri teper.
Bu yüzden ihalesi yapılan ve yapım aşamasına gelen bu çevre yolunun durumu açıklanmalı, halk bilinçlendirilmelidir. Kaça yapıldı, kaç yıl işletilecek, ne kadar garanti verildi, halka nasıl bir yansıması olacak açıklanmalıdır. Aksi halde, vicdanlarda yara olarak kalacaktır.