Bugünün gündemi Mandallardan uçak yapan geri zekalı çocuk. Yasaklı teknoloji hırsızlığı yapan Egeli. (Bizde Egeli büyük hırsızlar da vardır) Sen bana bir deve al ben Denizli'den giderim. Çölde deve aslında ne için kullanılır ne işe yarar. 5 adamın elindeki dügme neyin kapağını açıyor. Çok kişi tarafından bilinmeyen ama benim bizzat yakından tanıdığım çok akıllı bir mühendisin hikayesi. Heryerde okuyamasınız. Her yerde dinleyemezsiniz. Yavaş yavaş okuyun. Ortalama okuma süresi okuma hızınıza bağlıdır.
İlkokulda öğretmeni ona; Ya bu deveyi güdersin, ya da bu diyardan gidersin dedi. Öğretmenin adı Meziyetti. Bak çocuğum dedi: yazıyorsun, okuyorsun, anlıyorsun. Herşey güzel. Ama matematik, matematik ne olacak? Güzel yazıyorsun, ellerinde kitaplar ama YA-MATEMATİK? Beni iyi dinle. Derslerine iyi çalış. Bu deveyi gütmelisin. Bu deveyi güdemezsen sınıfımdan git.
Velisini çağırarak, çocuğunuza matematik anlatıyorum ama hiç dinlemiyor. Çocukta ne var bilmiyorum. Bir doktora götürseniz. Milli Eğitim Müdürlüğü Ölçme ve Değerlendirme Merkezinde uzmanlar var. Oraya yazı yazalım. Gidin ve gittiler. Ölçme ve Değerlendirmeden uzman kişi: adın ne senin çocuğum? Velisi siz misiniz? evet. Veli: Biz bu çocuğu anlamıyoruz. Kitaplar, herşeyi yapıyor, ama Matematikten hiç anlamıyor. Öğretmeni size yazı yazmış. 9 yaşında olmasına rağmen hala parmak hesabı yapıyor.
Uzman: Dün evde ne yaptı? Veli: Derslerine çalış dedim ama o çamaşır mandalı selesini alıp, odasına gidip kapıyı kapattı. Yaklaşık 40 dakika sonra 60 kadar mandaldan tek tek birleştirip yaptığı uçağıyla odadan çıktı. Sonra evin bütün odalarında o uçağı uçurdu. Bir çocuk çamaşır mandallarından uçak yapar mı. Bizde anlayamadık. Öğretmeni de sürekli şikayet ediyor, bizde bıktık. Uzman: Sen o çamaşır madallarıyla ne yapıyorsun çocuğum? Öğrenci: Uçak yaptım uçurdum. Uzman: O kadar mandalı birbirine nasıl tutturdun? Öğrenci: Zor oldu. Yaz tatilinden beri deniyorum olmuyor. Dün başardım. Derslerimi ondan yapamadım öğretmenim. Uzman: Çocuğum şimdi sana sorular soracağım. 1-Güneş nereden doğar? 2- Güneş nereden batar? 3-4-5-10 Tamamdır. Uzman: Öğretmene cevaben yazdığı yazısında; Çocuğun matematik derslerinde başarısız olması, okula geç gelmesi, çantasına 1 haftalık ders kitaplarının hepsini koyup taşıması, müzik enstrümanları çalamaması ve şarkı söyleyememesi, Ders anlatılırken iştirak edememesi, tahtada yazılanları çok yavaş yazması, çantasında oyuncak ve kalemler taşıması, çamaşır mandallarından uçak yapıp uçurması, arkadaşlarıyla geçinememesi bu anlattıklarınız çocukta zeka geriliği olduğunu göstermez. Derslerini çalışmaya bilir. Herkesin hayatta başarılı bir yönü vardır. Zaman bu çocuğunda başarılı yönünü ortaya çıkarmasında etkili olur. Siz işinizi yapmaya devam edin. Bir kaç ay sonra, Anne ve babasına çocuk şikayet eder öğretmen bana çok bağırıyor. Beni dövdü. Okula gitmek istemiyorum. Öğretmen öğrenci velilerini çağırır. Demek bu çocuğun babası sensin. Çocuğunuz anlamıyor. Şimdi okula gelmiyor. Mecburen sınıf tekrarı yapacak. Bu yukarıda anlattıklarım yaşanmış bir hayat hikayesidir. Bu hikaye anlatılırken dinleyenlerdenim. Hikayenin sahibi ''Bana 9 yaşındayken geri zekalı muamelesi yaptılar diye de ekledi. Ama iyiki yapmışlar'' diye anlattı. İsmi lazım değil, 9 yaşında çamaşır mandallarından uçak yapıp uçuran çocuk sonra okudu mühendis oldu. Dünyanın bir çok ülkesine gitti. 5 tane dil biliyor ve şimdi uçak projesinde uçak (uçuruyor) üretiyor.
Türkiye'nin ileri zekalı (geri zekalı olarak bilinen) insanlarıyla zaman zaman konuşuyorum. Hepsinin ayrı bir hikayesi var. Bu çamaşır mandallarından uçak yapıp uçuran çocuk belki mandallardan uçak yapmasaydı şimdi uçağın gerçeğini uçuramayacaktı. Uçak projesinde çalışan bir başka ileri zekalıyla da konuştum. Kimse uçakla ilgili birşey anlatmak istemiyor. Uçağın kendisi bu insanlar olmuş. Neredeyse kendileri uçacak gibi duruyorlar.
Birde bu uçaklar yapılırken yerel bilgi yetersiz kalmış. Herşeyi tamamlamak için bilinmeyen yasaklı bilgiler var. O yasaklı bilgileri de bilmek gerekiyor. Bizdeki bilgiler eski. Yenileri lazım. Yasaklı teknoloji. Bu teknolojiyi ve bilgiyi edinip o ülkeden çıkarmak büyük suç. Edinebilir çıkamazsan belki ömür boyu hapis yatabilirsin. (Yasaklı teknolojiyi ele geçirme (Çalma) suçu diye birşey var.) Bizde de büyük hırsızlar vardır. Edinir o ülkeden çıkarsan belki bir daha vatandaşı olduğun ülkeden dışarıya adım atamazsın. O yasaklı teknolojiyi öğrenip, bilgiye ulaşıp o değerli bilgileri getirenler de var. Başarı tek taraflı değil anlayacağınız. Bazı bilgiler var ki: O bilgileri fazla kurcalamayalım.
denizlimuhabir.com Bu olaylar yine matematiğe giriyor. İnce hesaplar. Aslında Matematiği bir belirtici disiplin olarak incelemeliyiz. ''El Cebr'' Aslında hayat matematiksel bir işlemdir. Bazen bu matematik bizi oyalar durur. 'Mathema' yine bu topraklardan geliyor. Matematik yine bu topraklardan çıkmış, İngiltereden değil yani. Osmanlı döneminde, Cumhuriyet döneminde işgalciler savaş gemilerine doldurup, doldurup götürmüşler. Bizim eski Alimlerin kitaplarını. Kitaplarımıza sahip çıkmadığımız için şimdi teknoloji onların elinde. Bunlar çok hassas konulardır. Heryerde okuyamazsınız. Herkez yazmaz.
Son Dakika Denizli Haberleri - Denizli Muhabir Denizli son dakika haberleri ve güncel Denizli haberleri Denizli'nin internet gazetesi Denizli Muhabir'de denizlimuhabir.com |
'dan köşe yazılarımı okuyanlara da teşekkür ederim. Okuyucu kitlesi baya bir artmaya başladı. Artıyor, eksilmiyor. Siz yine de ince mesajları takip edin. Ayrıntı yazılarımın içerisinde gizlidir. Okuyabilirseniz.
Bende istikbali çok parlak bir öğrenci sayılmazdım. Banada yapma çocuğum diye çok dediler. Banada dediler bu deveyi güt. Güdemezsen bu diyardan git. Ben çocukken futbol oynardım. Futbol antrenörüm hakan hoca bana çok kızardı. Yapılamayacak şeyleri yapıyorsun, en ufak yapılmayacak hatalar yapıyorsun. Böyle olmaz Burak dedi. Ehliyetim yoktu, geçenlerde bir zamanda ehliyet aldım. Sürücü eğitimcisi kadın bana ne desin. Çok basit yerlerde hata yapıyorsun. Çok zor şeyleri biliyorsun. Yoksa sen araba kullanmayı biliyorsun da bizimi kekliyorsun (kandırıyorsun) demesin mi...
Biz deveye gelelim deveye. Benimde anlaşamadığım, beni sevmeyen kişi ve kişiler var. Daha geçen gün bilgisayarımı çökertip, mail adreslerimi bile çaldılar. Bu kişiler yazdıklarımdan rahatsız oluyor. Pardon; rahatsızlık verdik. Bu arkadaşlar istediklerini söyleyecek, diyecek, yazacak ben birşey demeyecekmiyim? Bir tanesi yine yazılara başladı dedi dün benim için. Diğer bir tanesi senin bu yaptıkların 1-2-3 oldu dedi. Bana Allah belanı versin diyende vardı. Sonra bu kişi suratını makak gibi ekşiterek abisiyle yanyana fotoğraf çekilip sosyal medyasına koydu. Birisi pislik, bu yazdıkların çöp falan dedi. Şimdide sosyal medyasından dini sohpet videoları paylaşmaya başlamış. Siz namaz kılıyorsunuz ya bayım, sizin anlayacağınız dilden söyleyeyim: Mümin müminin aynasıdır. Aynada kendini gördün sen. Bu olanlar senin kalbindeki kötülüklerin buraya yansımasıdır. Bu bay benim arkadaşlarıma onunla konuşuyorsanız benimle konuşmayın falan gibi süslü laflar etmiş. Biz senin yanında çalışan adamlarını da biliyoruz. O adam daha önce kapatılan hangi kurumda çalışıyordu? Yazmamı istemiyorsan söyle yazmayayım. Söyle seni kırmam bak.
Sen bana en iyisi bir deve al. Hepiniz birleşip bana deve alın. Arşive baktım yıllar önce deve haberide yapmışım ben. Hatıra fotoğrafı bile çektirmişim. Fotoğrafı çektirirken deveye fazla yaklaşma dediler, çünkü ısırıyordu. Yanına gidince dişlerini gösteriyordu. Isırır kopartır bir yerinizi dediler. Çalıştığın yerden kovulmak önemli değil de, Asıl önemli olan ülkeden kovulmamaktır. Bana deve gönderin. Bari bana alacağınız deveye binip gideyim. Bu kadar benden ne istiyorsunuz bilmiyorum. Bayım senin için deveyle ilgili bir hikayem daha var. Deve mübarek hayvandır. Kemiği bile işe yarar. Eskiden çöllerde çok adam asarlarmış. Çöllerde ağaç yok. Olsa bile ağacın dalları yok çöl agacı bu. İki devenin hörgüçleri arasına uzun bir sırık koyarlarmış. Sırığın ortasına urgan bağlarlar adamı ata bindirip urganı bogazına geçirirler. Ellerini arkadan bağlarlar sonra atın sırtına sertçe vururlar at dört nala gider adam asılır kalırmış. Deve adam asmaya da yarar. Siz değerli büyüklerim bana iki deve alın. (İkinci deveye eşyalarımı yüklerim. Eşyalarımı nereye koyacagım)
Kanunlarımız gereği idam Türkiye'de yasaktır. Dünyanın en gelişmiş ülkelerinde idam hala var. Japonya, Güney Kore, Amerika Birleşik Devletleri, Kanada, Rusya bunlara örnektir. Bu gelişmiş ülkelerde hala urgana adam sokarlar. Japonya'da var bizde neden olmasın. 3'ten fazla kişinin ölümüne bilerek sebep olmak idam nedenidir. Daha geçen gün Japonya'da urgana adamları sokup sallandırdılar. Terör suçları, devlete karşı işlenen suçlar, taciz-tecavüz, kasten 3'ten fazla kişinin ölümüne sebep olanları sallandırıyorlar. Sallanacağını bilen bu suçları yapmaktan kaçıyor. Af yok. Japonya'da var bizde neden yok.
Japonya'da bu asım işi kapaklı oluyor. Kapakta ne kardeşim demeyin, anlatıyorum size. Adamı önce yıkıyorlar, masaj bile yapıp sonra temiz kıyafetler giydiriyorlar. Son isteğini yerine getiriyorlar. Adamın biri 10 yıl daha yaşamak istiyorum diye son isteğini söyledi. Japonlar kırmadı adamı tam 10 yıl sonra astılar. Japonlar hassas insanlardır. Gününü beklerler. Kapaklı asım işi tekil ya da çoklu da olabiliyor. Düzenek 10 kişiye kadar asabiliyor. Japon yaparsan, bulursun demiş. Özel bir düzenekte boynuna ipi takıyorlar, sonra çizgi üzerinde yürü diyorlar, mahkum 5 adım atıyor. Sonra kimin bastığı belli olmasın, vicdan azabı kimse çekmesin diye 5 gardiyan-celladın elinde 5 tane dügme var. kırmızı ışık yanınca herkes aynı anda düğmeye basıyor. Düzenek karışık olduğu için kimin bastığı belli olmuyor. Kapak açılıyor, adam boynunda iple kapaktan aşağı düşüp asılıp kalıyor. Japonlar asılanın ailesine izlemeye gelecekmisiniz diye bildiriyor da. Eğerki bir insana acı çektirerek öldüren varsa öldürülenin ailesini çağırırlar ve intikamını devlet olarak alıyoruz diye izlettirirler. İçeriye telefon sokmak yasaktır. Basında da çıkmaz. Japon basını asılanın hakettiğini bildiği için iyi olmuş bile der duymaz, görmez, yazmaz. Yabancı basında yazılı olarak bazen yer alıyor. Amerika'da ve Rusya'daki asım işlerine pek girmeyelim. Bizde Türkiye'de kapaklı yaparız. 5 dügmeli yaparız. Neden olmasın ki. Teknolojiyi yakından takip etmeliyiz. İşimize gelen bilgiyi değil iyi kötü bütün bilgileri yerinden öğrenmeliyiz. BİR SONRAKİ YAZIM: ROBOT GAZETECİLER, SİSTEMLER VE YAPAY ZEKA. GAZETECİLİK ARTIK BİTİYOR. 2025 YILINDA TÜRKİYE'DE BİR ÇOK GAZETECİ İŞSİZ KALACAK.