Bir Haber üzerine
Rektörlük atamaları yaklaştıkça mevcut rektöre belirli merkezlerden üretilen saldırılar ve olumsuz haberler de yaygınlaşıyor.
Denizli basınında Pamukkale Üniversitesi ile ilgili azımsanmayacak sayıda haber yayımlanmaktadır. Bu haberler dikkatli bir biçimde incelendiğinde görülecektir ki, Üniversitemizin başarıları, icatları, yayınları ve patentlerinden ziyade rektör Prof. Dr. Hüseyin Bağ’ı hedef alan yazılar çoğunlukta.
Dikkat çekici bir durum.
Hedef almak bir bakıma olayı dost-düşman şeklinde konumlandırmaktır. Bu da basın dünyasında gazetecilikten ziyade tetikçilik olarak tanımlanır. Gönül ister ki gazetecilik yapılsın, vatandaşın doğru haber alma hakkı tanınsın. Bugün özlenen doğru ve güvenilir haberdir.
Geçen hafta Denizli’nin bir haber sitesinde dikkat çekici bir haber çıktı. Haberin manşetinin ne olduğu belirsizdi. Haberin odağında kim vardı, olay neydi? Bir cevap vermek zordu. Belki pek çok cevap verilebilirdi. Karışık bir durum.
Habere bir bakalım.
“PAÜ’de İsimsiz Mektupla Mobbingci Olmakla Suçlanan Doçent, Mobbing İması ile İstifa Etti”.
Alt manşet ise şöyle: “Pamukkale Üniversitesi bir kez daha mobbing iddialarıyla gündemde… İsimsiz mektup internette yayılarak hakkında “mobbingci p…k” diye yazılan genç doçent, mobbing iması ile istifa etti. Rektör adayı Prof. Dr. Karpuz’dan destek geldi: Makatları makamlarına yapışık zevat, kimsenin yüzüne bakamayacaklar.”
Alt manşet aslında haberdeki kaosu açıkça gösteriyor. Birincisi Pamukkale Üniversitesi hedefte. Vurguda mobbing var, “bir kez daha mobbing iddialarıyla” diyerek…
Fakat esas olarak haberin önem kazandığı nokta, kimin yazdığı bilinmeyen ve “mobbingci p…k” küfrü vurgulanan bir mektup. Haber metni pekala bunun üzerine oturtulabilirdi. Öyle yapılmamış. Muhtemelen gönderilen tekzip de bu gizli mektubun ifşa edilmesi üzerine gönderilmiş.
Üçüncüsü ise “rektör adaylığı” vurgulanan Prof. Dr. Karpuz’un rektörlük yönetimine yönelik küfrü.
Evet. Haberde kaos. Herbiri aslında bağımsız bir haber konusu. Haberi ilgi çekici, daha çok insanı etkileyen, heyecan ve merak uyandıran bir nitelik verilmeye çalışılmış. Oysa bir haber yaparken kullanacağımız bilgiler önemlidir ki, bu haberde zayıf nokta yeterli bilginin olmayışı.
Burada okuyucuya verilmek istenen ana haber hangisidir?
Mobbing Var mı Yok mu?
Manşete baktığımızda öne çıkar görülen Özgür Kasım Aydemir’in mobbing yaptığı ve kendisinin de mobbing imasıyla gittiği yönünde.
Bir haberin inandırıcı olması için ilgili haberle bağlantılı bir şahit veya uzman görüşü almak önemlidir. Ayrıca, haber konusu olay ile ilgili daha önceden yapılmış haberlerden yararlanmalıdır. Bu açıdan Özgür Kasım Aydemir kime mobbing yapmış? Bence site sahipleri gidip gizli mektupta bahsedilen mağdurlarla görüşebilirdi. En azından görüşme girişiminde bulunulabilirdi. Güzel bir haber çıkardı ortaya. Ayrıca Üniversite’de sağır sultanın bile duyduğu Acıpayam Meslek Yüksek Okulunda müdürlük görevini ifa ettiği dönemde öğretim görevlilerine yaptığı mobbing iddiaları dillere destan olmuş.
Doğru mu, yanlış mı? FETÖ darbesi sonrası görevden alındığı döneme kadar okulda yaptıkları gazetecilik gereği araştırılabilirdi.
Üzerinde durulacak bir nokta da Aydemir’in siteye gönderdiği tekzip. Burada kendisine mobbing yapılmadığını söylemiş (!). Peki yazılan Tivit ne anlama geliyor? Niye böyle bir tivit yazma gereği duyuldu?
17 aydan fazla bekletildim kadrom verilmedi ben de gidiyorum, diyor. Ayrıca, bugünkü üniversite yönetiminin enstitü müdürlüğü bile teklif ettiği birine aynı yönetim acaba neden kadro vermedi? Başka bir sebep olabilir mi? Bence güzel bir haber konusu. Tivitinde ve tekzipte istifa etmediği ayrıldığını da özellikle vurguluyor. Bir başka önemli vurgusu ise “mobbinge maruz kalmadığı” üzerine.
Çelişki üzerine çelişki.
“Doktoram sonrasında kadro için 17 ay bekletildikten sonra profesörlüğümde daha uzun süre bekletileceğimi düşünmemiştim. Kimseye sitemde dahi bulunmadan sadece huzurla çalışma isteği ile tahammülü değil seferi tercih ediyorum. 23 yıllık PAÜ bağım bitmiştir...”.
Doktora biter bitmez kadro verilmemişti, şimdi ise profesörlüğüm için daha çok bekledim demek ne kadar inandırıcı? Ne kadar inandırıcı, diye soruyorum çünkü, Aydemir, sabık rektörün “en yakın ekibinde yer alan” biri. O kadar ki Acıpayam MYO’da darbeye kadar müdürlük görevinde bulunmuş. Niye böyle bir sitemde bulunuyor acaba?
İnsan merak ediyor niye “istifa etmeyip” de “ayrılıyor”. Üniversiteden görüştüğüm bir hocam, muhtemelen gideceği küçük bir üniversitede profesör olup geri dönebilir, diyor. Bana da mantıklı geldi.
Yakışmadı Ceyhun Karpuz Hocam
Üçüncü merkezi haber ise rektör adayı olarak sunulan Karpuz’un Aydemir’e verdiği destek mesajı. Mesajın yorumlarına bakıldığında bazı farklı üniversiteden hocaların da üzüntülerini paylaştıkları görülüyor. Ama site Karpuz’u öne çıkarmış.
“Sevgili Özgür sana reva görülen uygulamada her kimin dahli varsa Allah iki cihanda yüzünü güldürmesin. Makatlarını makamlarına yapışık zanneden zevat gün gelecek yapışık koltuklarıyla çekip gidecekler ama adamlıktan nasipleri olmadığı için kimsenin yüzüne bakamayacaklar.” Görev yaptığı üniversitenin yönetimi için sarf edilen bu sözler için yorum yapmaya gerek yok. İsim vermeyince hukuk işlemiyor herhalde bu hakaretlere.
Bu nasıl bir destek mesajı? Bu bedduaların sahibi kim? Doğrudan isim vermemiş. Hakaret ettiği için mahkemelik olmak istememiş herhalde. Ama kimi kastettiği muğlak değil. Ayrılmak zorunda kalan yani dolaylı yoldan mobbinge uğradığını iddia eden kişinin gidişinden kim sorumlu olabilir? Kim kadrosunu vermemiş olabilir?
Bu beddualar içeren mesaj bir akademisyene, onun sahip olması gereken sağduyuya, yapıcılığa yakışan bir ifade mi? terbiye sınırlarını aşan bir anlatım. Aynı toplantılara katıldığında o “makatı makama yapışık zatın” yüzüne bakılabiliyor mu? Sizin sevenleriniz, dostlarınız, öğrencileriniz bu twiti görünce ne düşünür? Belki haklı davanızda haksız konuma gelmez misiniz? Üniversiteyi yönetmek için devletin başı olan Cumhurbaşkanı tarafından atanan bir meslektaşınıza bu küfür hangi terbiyeye oturtulacak? Olmamış Karpuz hocam olmamış. Sonra “bana soruşturma açtılar, mobbing yapıyorlar” diye sızlanmayın. Devlete yapılmış hakaretin mazereti olmaz.
Yazık.
Rektörlük Özgür Kasım Aydemir'e adrese teslim kadro i***ı çıkarmış: Dilbilim ve anlambilim konularında, Yurtdışı Türk Topluluklarının Dili, Tehlikedeki Türk Dilleri üzerine çalışmaları olmak. Sonra da etikten fa*** bahsederler.
17 ay kadro beklemiş, aman ne mağduriyet, vah vah. Sanki üniversitenin doktorasını bitirenlere kadro vermek gibi bir yükümlülüğü var. Dünyanın birçok ülkesinde doktora yaptığınız yerde çalışmak etik bulunmuyor ama ülkemizde meseleye böyle yaklaşılmadığı için kadrolaşmalar, gruplaşmalar ortaya çıkabiliyor. Bölümde mobbing yapanlardan biri Özgür Kasım Aydemir, bir diğeri bölüm başkanı Mustafa Ars***. Mobbinge uğrayanları isim isim sayabilirim ama bu sefer aynı kişiler onlarla uğraşabilir. Bu arada Ceyhun Karpuz, Özgür Kasım Aydemir'in danışmanlığını yapan Hacı Ömer Karpuz'un kardeşidir. Scribd adlı sitede Özgür Kasım Aydemir başlıklı ayrı bir yazı bulunuyor. Orada yaptığı mobbingin bazı detayları bulunuyor. Son olarak mobbingin boyutlarını anlamanız için, bölümde bir araştırma görevlisi Özgür Kasım Aydemir'in doktora dersini seçmediği için Mustafa Ars*** tarafından azar***mış iş kavgaya dönünce bu araştırma görevlisi müstafi olarak ayrılmıştır.