Dersimi bitirip koridora çıktım. Karşı sınıfın kapısı açıldı, dersten çıkan bayan arkadaşımız heyecanla yanıma gelip:
- Aman hocam dikkat ediniz, öğrenciler derste video çekimi yapıyorlar, ses kaydı alıyorlar! Sonra da bu kayıtları sosyal medyada yayımlıyorlarmış! Birileri bizi dinliyor! dedi.
Ben de gayet sakin:
-Hocam endişe edecek birşey yok. Devlet beni 30 seneden beri dinliyor. Yeter ki beni dinleyen birileri olsun, ben konuşmaya ve anlatmaya devam edeceğim, dedim.
Hanımefendi, yüzüme şaşkın şaşkın bakarken:
-Hocam elinizdeki cep telefonundan da sizi dinliyorlar, üstelik dünyanın öbür ucundan... deyince hoplamaya başladı.
- Bluetooth bağlantılı kulaklıklar çok mu güvenlikli? Yakaya ya da gözlüğe yerleştirilmiş gizli kameraları nasıl fark edeceksiniz? Korsan yazılımlarla bilgisayarınıza giriyorlar, şifrelerinizi kırıp en mahrem bilgilerinize ulaşıyorlar. Bütün bunlar olup biterken sizin ruhunuz bile duymuyor! Bunlar siber suçlar diye tarif ediliyor." deyince hoplaya puflaya yanımdan uzaklaştı.
Oysa bu ülkenin televizyon kanallarında "Biri Bizi Gözetliyor" diye bir program yayınlanmaktaydı. Gelin-kaynana kavgasıyla insanlar sirk maymunu gibi kamera önünde dövüştürülüyor, en mahrem konular sokak röportajlarıyla deşifre ediliyordu. Kim, kimin karısıyla kaçmış, eşinin üzerine kuma getirmiş, kiminle basılmış gibi nahoş konular her gün televizyon ekranlarına taşınıyordu. Magazin programı hazırlayan paparaziler, dedikodu ve görüntü peşinde koşuyorlar; sansasyonel haberler "az sonra!" spot cümleleriyle veriliyordu.
Şimdi birileri çıkıp "Paparazilerin haber kovalamasıyla izinsiz çekim yapılması ya da telefon dinlenmesi aynı şey mi?" diye itirazda bulunursa buna hiç şaşırmam. Bayılırım bu romantik muhaliflerin kırılgan itirazlarına, uykulu gözlerle karanlıkta ürkek ürkek ıslık çalmalarına...
Öğrencilerin, izin almak kaydıyla derste video çekimi yapmalarında bir sakınca görmem. Ama her önüne gelenin cep telefonunu çıkarıp kameramanlığa özenmesini de doğru bulmam. Dersin ahengini bozmamak şartıyla pekala ders videosu kaydedilebilir.
Bunun dışında özel hayatın ihlali, gizli çekim yapılması, sesin kaydedilmesi, mahremiyetin görüntülenmesi zaten huhuken yasak! Buna devletin kanunsuz dinleme yapması da dâhildir. Böyle bir hukuksuzluğu kim savunabilir ki!.. Buna karşılık devletlerin kendi millî güvenliği için kanunlar çerçevesinde dinleme ve takip yaptıkları bilinen bir gerçektir. Devlet bir tabu değil ki, isterseniz devleti de eleştirebilirsiniz. Hukuk ve Siyasal Bilgiler fakültelerinde devlet yönetimi her yönüyle ele alınır, incelenir ve eleştirilir. Yapılan bu eleştirilerde bir suç unsuru aranmaz.
Eleştiri ve hoşgörü konusunda size daha fazlasını söyleyeyim. Allah ve peygamber dışında, yeryüzündeki her kişi ve kurum eleştirilebilir. Fakat bu eleştiriler, kişilik haklarına saldırmadan ve hakaret etmeden yapılmalıdır.
Demirel'in meşhur sözüyle bitirelim. "Bizi istediğiniz kadar eleştirebilirsiniz; kervan yürüyecektir, kervan yürüyecektir!.."
Kalın sağlıcakla.
Öğr. Gör. Yaşar ÖZTÜRK