Geçtiğimiz günlerde Doğal Gaz kullanımının zorunlu olacağına dair bir haber gözüme çarptı. Haber de “ Denizli Mahalli Çevre Kurulu ve Denizli Umumi Hıfzıssıhha Meclisi, farklı tarihlerde Denizli eski Valisi Şükrü Kocatepe Başkanlığı’nda toplandı. Toplantılarda, kentte kullanılacak yakıtların kalite kriterleri, yakma sisteminin özellikleri ve işletilme esasları ile hava kirliliğinin önlenmesine yönelik alınacak tedbirler görüşüldü.
Buna göre 48 nolu Mahalli Çevre Kurulu ve 04 nolu Umumi Hıfzıssıhha Meclisi kararında ısınma amaçlı kullanılan yakıtlarla ilgili, “Denizli Merkez (Pamukkale ve Merkezefendi) sınırları içerisinde doğalgaz alt yapısı çalışmalarının tamamlandığı bölgelerdeki; merkezi ısınan konutlarda 2016 yılı Eylül ayı sonu itibariyle doğalgaz dönüşümünün yapılarak, kullanıma geçilmesinin zorunlu hale getirilmesine” karar verilmiştir denildi.
Söz konusu bölgelerde yaşayan vatandaşların gelecek kış sezonunda herhangi bir sorun yaşamaması için alınan Mahalli Çevre Kurulu ve İl Umumi Hıfzıssıhha Meclisi kararlarına titizlikle uyması gerektiği ifade edildi.” deniyordu.
Kimlerden kurulu olduğunu bilmediğim, ama (geçmişteki mücadelem yüzünden) az çok tahmin ettiğim bu kurullar; bilindiği gibi gerekli mahalli araştırma yapmadan, halkın geçim derdini bilmeden masa başında oturarak böyle kararlar alabiliyorlar.
Yukarıda haber de, bana AKP’li sayın Nihat Zeybekci’nin başkanlık dönemini hatırlattı.
Hatırlarmısınız bilmem, O zamanlar “ben yaptım, oldu” mantığını işleten Belediye yönetimi; doğal gaz ilimize ilk geldiği zamanlarda “zorunlu” kılmış, millete “illaki doğal gaz kullanılacak” diye dayatmıştı.
Denizli’de çevre ve hava kirliliğini önlemek için Doğal gaz kullanımının ilimizde zorunlu olacağı, kömür vs. gibi kış yakıtlarının kullandırılmayacağı söylenmişti. Kömür satışlarında büyük düşüş yaşayan “Kömür satıcıları” dernekleri aracılığı ile mahkemeye gitmişlerdi. Hatta dönemin Belediye Başkanı Zeybekci ve doğal gaz işletmesi ile sürtüşmeye girerek, sanırım bir kış boyunca kömür satışlarında istedikleri artışı bulamamışlardı. Sonraları ise mahkeme kararı gereği doğalgaz kullanımı isteğe bağlı olunca olay tatlıya bağlanmıştı. Bu vesile ile asgari ücretle “cambazlık” yaparak geçimini sağlayan, dişinden tırnağından artırarak bir ev sahibi olan insanlarda derin bir nefes almışlardı.
Nedendir bilmem, 10 yıl aradan sonra aynı senaryo yine oynanmaya başlıyor. Sanırım bu kez oyun gecekondu mahalleleri olarak bilinen ve Denizli’nin taşrası olan Karşıyaka, Dokuzkavaklar ve Anafartalar gibi mahalleler üzerine oynanıyor. Çünkü bu fakir halkın ve işçi kesiminin yaşadığı kenar mahallelerde doğal gaz alt yapısı hemen hemen tamamlandı. Şirket büyük paralar harcayarak yatırım yaptı. Ama yatırımın karşılığını alamadı. Çünkü insanlarda para yok ki, doğal gaz tesisatı döşetsin, abone olsun.
“Kiralar ucuz” diye son zamanlarda işçilerden sonra memurların da semti olmaya başlayan bu mahalleler, bilindiği gibi Ali Marım döneminden beri çile çekiyor. 18. Madde çalışması yüzünden topraklarının büyük çoğunluğunu kaybeden, yollar genişlesin diye toprak bağışlayan bu insanların çoğunluğu maddiyatsızlık yüzünden evlerini zaten kaçak yapmışlar. O tarihlerde yeminli büro aracılığı ile evlerini tescil ettirmişler.
Tam rahatladık derken, Ali Aygören döneminde alt yapı katılım payı vs. gibi ödemeler yüzünden yine mağdur oldular.
Sonra da doğal gaz meselesi yüzünden Nihat Zeybekci döneminde kömür ve odun satışlarının olmaması, ayrıca kömür fiyatlarının yükselmesi ile hayatlarının en pahalı kışını yaşadılar. Şimdi de “doğal gaz alacaksın” deniyor.
Denizli halkı anlayışlı, rahatını seven insanlardır. Ellerinde, avuçlarında para olsa yetkililerin bu diretmelerine fırsat vermeden doğal gaz kullanmaya başlar. Bundan kimsenin şüphesi olmasın. Ama diretirlerse, milyonluk ceza bile kesseler yapmaz, yapamaz!!!
Şimdi bu kurullara soruyorum.
Sizler, hangi araştırmayı yaptınız da, halkı zorunlu tutuyorsunuz?
Denizli merkez ilçeleri bünyesinde doğal gaz altyapısı olduğu halde, başka yakıt kullanan ve fabrikalarında baca bulunmayan kaç yeri denetlediniz, kaç yere uyarıda bulundunuz veya teşekkür ettiniz?
İlimizdeki kaç kömür deposunu, satış merkezini denetleyerek kömürlerin “kalitesiz” olduğunu saptadınız da, ceza verdiniz?
Doğal gaz haricinde çevre kirliliği veya hava kirliliği yapan yakıt türlerinin ilimize girmesine nasıl müsaade ettiniz de; halkı doğal gaza zorunlu tutacak kadar kirlilik büyüdü?
Bu soruları çoğaltmak mümkün. Önemli olan halkın yararına kararlar alabilmektir.
Bu alınan karar, insanların yaşamlarına müdahaledir. Gerçi, bu devirde başka türlü karar beklenemez ama; yine de ben üstlerin verdiği bu tür emirlere karşın, vicdanlarınızın sesini dinlemenizi tavsiye ederim.