Türk siyasetinde zaman zaman fırsat kollayan, bu fırsatı yakaladığı anda harekete geçen narsist ruhlu insanlar vardır. Ortaya çıktıkları zamandan itibaren her daim fırsat kollayan bu kişiler, ne olduklarını ve kim olduklarını hatırlamadan; her daim bir fırsatın ayaklarına gelmesini beklerler.
Geçmişte Bülent Ecevit dönemindeki 11’ler, burada isimlerini yazmaktan hicap duyduğum ANAP dönemindeki dönekler, dansözler bunların bazı örnekleridir. Ümit Özdağ’ı yazmıyorum bile. Çünkü onun durumunu ve kıvraklığını Türk Milliyetçileri çok iyi bilmektedir. Bu yüzden yazmaya gerek bile görmüyorum.
Sinan Oğan, bir dönem milletvekilliği yaptığı MHP bünyesinde, kendisine gösterilen ilgiyi yanlış anlayarak siyaseten pişmeden, siyaseti tam manasıyla dolduramadan genel başkanlığa aday olunca, Türk Milliyetçileri tarafından tribüne gönderilen birisidir. Kendisi çok iyi bir kişiliğe, bilgi ve birikimi çok iyi bir entelektüel olmasına rağmen, zamanı iyi ayarlayamadığı için bugünkü duruma düşmüştür.
Şimdi, “fırsat ayağıma geldi” düşüncesi ile bulunduğu durumu pazarlık meselesi yapmaya hazırlanıyor. Ama bana göre Sinan Oğan, dikkate alınacak, pazarlık yapılacak bir kişi veya lider değildir. O, 14 Mayıs seçimlerinde kendisine oy veren yüzde 5’lik seçmeni konsülde edecek, yönlendirecek ve 28 Mayıs seçimlerinde kaderi belirleyecek kapasitede birisi değildir.
Nasıl mi? Hemen anlatayım.
1)MHP’nin Cumhur İttifakı içinde, Hüda Par ile görüntü vermesi Türk Milliyetçilerini hüsrana uğratınca gerçek Ülkücüler, CHP’ye ısınamadıkları için gidecek bir yer aradılar.
2)Suriyeliler başta olmak üzere mülteci durumundaki yabancıların şehirlerimizde çoğalmaları, yaptıkları olumsuzluklardan bıkan insanlarımız Cumhur ittifakından uzaklaştılar.
3)Milletvekili listelerinde istediklerini bulamayan seçmenler de kararsız duruma düştüler yada ittifaklara soğuk bakmaya başladılar.
4)Muharrem İnce’nin istifa etmesiyle takipçileri boşta kaldı.
İşte böyle bir ortamda “Türk Milliyetçilerini adaysız bırakmam” diyerek ortaya çıkan Sinan Oğan, Muharrem İnce’nin istifasına kadar yüzde 2.5 bandında giderken, yukarıda saydığım nedenlerle kararsız kalanlar, bir anda ona yönelerek, kilit duruma getirdiler. Bu seçmenlerin içinde Oğan’a yürekten inanarak oy veren yüzde 1 oranı kadardır. Yüzde 1’lik oy da, kendisinin değil Zafer Partisi ile küçük bile olsa DYP’nindir. Böyle karmaşık oy potansiyelini yönlendirmek zor iştir.
İşte bu ortamda, toplama olarak dile getirebileceğimiz yüzde 5 oranındaki oy ile, Sinan Oğan bir şey yapacak, 28 Mayıs genel seçimlerin durumunu aleyhte veya lehte değiştirecek kapasitede bir siyasi lider değildir. Bu potansiyeli hiçbir şekilde yönlendiremez, konsülde edemez. O yüzden büyütmenin ve pazarlık yapmanın, hatta ona bir makam vermenin anlamı yoktur. MHP kurmayları bunu bildiğinden kendisine kapıları erkenden kapatmıştır.
Peki durum nasıl olur?
Sinan Oğan’a kafaları karışık durumda oy veren bu yüzde 5’lik oranın yüzde 3 kadarı Cumhur ve Millet İttifakından geldiği için, bu oylar gerçek yerine kendiliğinden gidecektir. Muharrem İnce’ye oy verecek olan takipçileri ise, “değişim” istekleri doğrultusunda Millet İttifakına gideceklerdir.
Böylece sonuçta, yüzde 2.5 oranında Millet İttifakı, yüzde 1 Oranında Cumhur İttifakına gideceklerdir. Sinan Oğan peşinde olanlar yüzde azınlık ise, belki Zafer Partisi Genel Başkanı Özdağ’ın yönlendirmesi ile istenilen yere gidecektir. Bu ihtimalde Millet İttifakı öncelikli geldiğinden oraya gidecektir. Çünkü Zafer Partisi’nin vaatlerinden en önemlisi “sığınmacıların” gönderilmesidir. Cumhur İttifakı bu durumda sessiz kaldığından, Millet İttifakının ise “göndereceğiz” demesi örtüşmektedir.
28 Mayıs’a az kaldı. Bakalım neler olacak, nasıl şekillenecek; Hep birlikte göreceğiz..
Saygılar sunuyorum.
Esen Kalınız…