Türk Milleti olarak ilk kez iki turlu seçimin, ikinci turuna gidiyoruz. Öyleki, 14 Mayıs tarihinde zamanından vakit ayırarak sandığa giden pek çok seçmen, özellikle Millet İttifakı seçmeni, “ilk turda kazanıyoruz” algısı sonucunda kazanılmayınca büyük şaşkınlık ve üzüntü yaşadı. Bunun sonucu olarak da “bıkkınlık” gösteriyor gibi hareket ediyor. Hatta tatile gitmek için hazırlananlar, sahil beldelerine giderek yazlıklarında hazırlık yapanlar olmaya başladı bile. 28 Mayıs sabahı sandığa gelmek için harekete geçerler mi bilmiyorum.
Biat kültürü çok yüksek olan ve özellikle taşra ve kırsal kesimdeki cahil insanların çoğunlukta bulunduğu Cumhur İttifakı seçmenleri ise, sessiz ve derinden 28 Mayıs seçimlerini bekliyor. Öyle ki, tarlasında, bağında, bahçesinde çabalayan insanlar, seçimi unutmuş gibi günlük hayatlarına devam ederken, 28 Mayıs sabahı unuttuğunu hatırlamış gibi sandığın yolunu tutacak gibi gözüküyor.
Ancak ben, bugün Millet İttifakı lehine olan durumu yazmak istiyorum.
İkinci turun galibinin, eğer “ilk turdaki gibi şaibe, tatsız olaylar, mükerrer oy kullanma” gibi durumlar olmazsa Millet ittifakının olacağına inanıyorum.
Nasıl mı?
Cumhur İttifakı bileşenlerinin tabanından yüzde 65 oranının parlamenter sistemden yana oldukları, başkanlık sistemini istemedikleri geçtiğimiz aylar içerisinde yapılan bazı anketlere yansımıştı. Özellikle MHP tabanı bu eğilimini açıkça belli etmişti. Milletvekili seçimlerinde istediği sonucu alsın veya almasın görevini yerine getirdiğini düşünenCumhur İttifakı tabanından pek çok seçmen “Parlamenter sistem” sebebiyle Millet İttifakına oy verebilir. Rahatsızlık duyduğu bu sistemden kurtulabilmek, Ekonomik sorunların üstesinden gelebilmek için Kemal Kılıçdaroğlu’na “bir defaya mahsus ödünç oy” verebilir. Millet İttifakına yönelebilecek olan bu seçmen sayasının azımsanmayacak kadar olacağını sanıyorum.
Sinan Oğan’a oy veren Muharrem İnce destekçilerinin “sosyal Demokrat” seçmen ve gençler Kılıçdaroğlu’na oy vereceklerdir. Özellikle bilinçli gençler “Beka ve gelecek” sorunu meselesi yüzünden Cumhur İttifakına gitmeyeceklerdir.
14 Mayıs seçimlerinde “nasıl olsa kazanıyorlar” düşüncesi ile oy kullanmayan, seçimleri protesto ederek sandığa gitmeyen insanlar başta olmak üzere yaklaşık 7 milyonu bulan kitle bu kez sandığa gidebilir. Yine “geçersiz oy” kullanan bir milyon seçmen de, bu kez çok daha dikkatli oy kullanarak katkı verebilir. Zaman kısa bile olsa, Millet İttifakı bunu başarabilir. Nitekim, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu, dün tek twetterı ile binlerce kişiyi alanlarda topladı.
Kısacası, TBMM’de çoğunluğu elinde bulunduran Cumhur ittifakı, bu çoğunluğu “Ülkenin Cumhurbaşkanlığı kararnameleri ile yönetilmesinden” dolayı kullanması mümkün değildir. Diğer bir deyişle; seçmen, Cumhurbaşkanı ve TBMM arasında oto kontrol sisteminin olması, yürütme ve denetleme mekanizmalarının ayrı ayrı ellerde olmasını arzu ederek, Millet İttifakı adayını Cumhurbaşkanı yapabilir. Bunun örneklerini geçmişte yerel yönetimlerde gördük. Ankara ve İstanbul Büyükşehirlerinde hala durum böyledir. Başkanlıklar CHP’de, meclisler Ak Parti elindedir. Böyle durumda otokontrol sistemi ile çalışmalar etkili olmaktadır. Bilinçli bir seçmen olan Türk Milleti pekala bunu yapabilir.
Seçimlerin galibi, birinci veya ikinci, hatta üçüncü tur bile olsa yüzde 50+1 olacağına göre; yeniden başlayan seçim mesaisinde tabanını diri tutan, heyecan verebilen, fire vermeden sandığa götürebilen kazanır. Millet İttifakı tabanı, özellikle gençler uyanmaya başladı. Bunu dünkü Anıtkabir ziyaretlerinde gördük.
Bakalım neler olacak…
Yarın, Cumhur İttifakının avantajlarını birlikte ele alalım.
Saygılar sunuyorum.
Esen kalın….