Geçtiğimiz günlerde mail ile bir belge aldım. Bu belge, seçim sürecinde kendisi hakkında söylenen sözlere tepki gösteren ve benim de köşemde yazdığım iddialara cevap hakkını kullanmak üzere gazetemize gelerek; “hakkımda tek bir belge ortaya çıkarılsınlar, istifa ederim” diyen MHP 2. Sıra milletvekili adayı Cafer Birtürk’ün AKP üyesi olduğuna dair bir belgeydi.
Birtürk’ün “Belge bulsunlar, istifa ederim” sözlerinin basına yansımasından sonra; millet durmamış, araştırmış, ne yaptılarsa yapmışlar ve O’nun “yok” dediği belgelerden bir tanesini seçimlere 16 gün kala ortaya çıkarıvermişler. Ve bana gönderilen mailin bilgi notuna da,”bu belgelerin arkasının geleceğini” de eklemişler. Ve tabi ki, şimdi Cafer Birtürk’ün istifa edip etmeyeceğini merakla bekliyorlar.
İşin ilginç tarafı, AKP üyeliği 2001 yılına kadar giden Cafer Birtürk’ün, elimdeki belgeye göre 34644 numaralı AKP üyeliği 6 Mart 2007 tarihinde başlayıp, 12 Aralık 2012 tarihinde sonlanmış. Üyeliğinin bitiriliş sebebi ise, “birden çok siyasi partiye üyelik” olarak görünüyor. Yani, “Cafer Birtürk, AKP üyeliği ile yetinmemiş, başka partilere de üye olunca, AKP’liler bunu anlamışlar ve üyeliğine son vermişler” anlamı ortaya çıkıyor.
İşin ilginç yanı, 2009 yerel seçimlerinde MHP’den il genel meclisi üyesi seçilerek, MHP İl Genel Meclisi üyeliği, hatta gurup başkanvekilliği yapan ve 2011 genel seçimlerine kadar sürdürdüğü bu görevi sırasında ve 2011 genel seçimlerinde MHP’den milletvekili aday adayı olduğu sıralarda bile halen AKP üyesi imiş.
O tarihlerde, başta ulusal bir gazete olmak üzere basına verdiği demeçleri şimdi düşünüyorum da, insanların şüphelenmesi yerinde imiş. Zira, MHP’nin ruhuna uymayan açıklamalar yapmıştı. Üstelik, kendisi ile beraber partiye getirdiği ve il genel meclisi üyesi yaptığı arkadaşı da, 2011 seçimlerinden sonra (kendisinin ayrılmasından hemen sonra) MHP’den ayrılmıştı.
Bütün geçmişte meydana gelen bu olayları üst üste koyarak, gerçekçi düşününce, insan anlıyor ki; “bedeni MHP’de olan Cafer Birtürk’ün ruhu AKP içindeymiş” diyesi geliyor insanın. Tabii bu arada, MHP’nin önde gelenlerinin yanında konuştukları da var. Anlayacağınız ben, Cafer Birtürk’ün bu konumuna akıl sır erdiremedim.
Olayın birde MHP kanadı açısından düşünülmesi gereken yönü var. O tarihlerde il başkanı olan Feridun Ünal, nasıl oldu da böyle bir yanılgıya düştü?
O zamanların il başkanı Feridun Ünal’ın tam manasıyla -araştırma yapmadan olsa gerek-, böyle bir gafa düşerek, kadro zengini olan bir partinin yerel seçimlerde il genel meclisi üyeliği adaylığına AKP üyesi birisini göstermesini çok manidar buluyorum. Ve herkes gibi bende; “acaba danışıklı döğüş misali bir olay mı” diye düşünmekten kendimi alamıyorum.
Eğer, -bana göre- Feridun Ünal, Birtürk’ün AKP üyeliğini biliyordu ise, MHP’ye çok büyük ayıp etmiş, bilmiyor idiyse de; siyaset ve teşkilatçılık açısından sınıfta kalmıştır. Gerçi o tarihlerde, kirli paslı defterlerin sayfalarında çok yanlışlar var ama; bunların bir gün böyle gün yüzüne çıkacağını bilmeleri gerekirdi. Gerçekleri ne kadar saklayabilirsin ki?
Bu olay ile birlikte, MHP geceleri karanlık sokaklarda masum insanlardan suçlu arama hastalığından kurtulup, kendi evinin önünü temizlerse bu parti yeniden toparlanır. Aksi halde hep önümüze bir engel çıkar ve kendimizi bir türlü toparlayamayız.
Şimdi sıra Cafer Birtürk’de.
Milliyetçi Hareket Partisi Tabanı; Yeminler ederek, onurlu insanların duruşlarını sergileyerek “Belge bulsunlar istifa ederim” diye üst tabakadan konuşan Birtürk’ün MHP seçmeni karşısında, aynı onurlu duruşu sergilemesini bekliyorlar.
Bir insan, elbette başka partilere gidebilir, oralarda çalışmalar yapabilir. Hatta siyasi kariyer olarak yükselebilir. Ama siyasette de bir etik vardır. Nezaket vardır. Bir yerde çabalarken; göbek bağı başkalarında olmamalı.
Tıpkı AKP İl Başkanı Şahin Tin gibi. Başkan Tin, MHP disiplin kurulunda iken AKP il başkanı olmuş, siyasi etik ve ahlak gereği istifa etmiş ve bunu saklamamıştı)
Siyasetin yeniden şekillendiği 1980 sonrasında; (12 Eylül öncesinde ne kadar ülkücü veya MHP’li olursanız olun, sonrasında) bu duruşu gösteremediyseniz, sizi görenler, bilenler işte böylesine şaşkın ve üzgün bir şekilde başlarını yere eğmek zorunda kalır.
Bunu MHP tabanına yapmaya ve yaşatmaya kimsenin hakkı yoktur.