Ak Parti iktidara geldiğinde çok güzel sloganları vardı.
“Ak Parti yapar, onlar seyreder”, “Bizim yaptıklarımıza onların hayalleri bile erişemez” gibi nice slogan üretilmişti. Ak Parti’nin bu güzel söylemlerine sadece İşçi Partili gençler karşılık verebiliyordu. Öncü Gençlik çok güzel sloganlar üretiyordu. Hatta bu yüzden, Ak Parti kurmayları tarafından kendilerine çalışma bile teklif edildiğini okumuştum. Sonra ittifak içinde bir araya geldiler, ama özgün bir slogan göremedim.
Neyse, konumuz bu değil.
2002 yılında Ak Parti iktidara geldiğinde kısa dönem proje ve çalışmalar yerine, uzun vadeli projeler ile tanıştık. 1/5000’lik planlar dahilinde, ülkemizin ve ilimizin geleceği planlandı. Ona göre çalışmalar yapılarak, yıllarca çile çeken insanlarımız geleceğe hazırlandı.
Hatırlar mısınız bilmem?
Nihat Zeybekçi ilk kez belediye başkanı seçildiğinde, üç bine yakın insanın işine son vermişti. Bir gecede insanlar işsiz kalmış, onların yerlerine Ak Partili insanlar işe alınmış, kadrolaşma süreci başlatılmıştı. Yıllar sonra aynı olay Ekrem İmamoğlu tarafından İstanbul’da yapılınca da, kızılca kıyameti koparmışlardı. Başkan İmamoğlu seçim çalışmaları sürecinde bu olayı açıklamış; “Cemaatlere, derneklere, kayırılmış adamlara geçit yok. Ak Partili olup da, İstanbul Büyükşehir Belediyesi içerisinde bankamatik memur ve işçi olanlar ayıklanacak” demişti. Dediğini yaptı; sonrasını düşünmeyen AKP’ler, kıyameti kopardılar. Yandaş Medya günlerce haber yaptı.
Peki, Denizli’de böyle bir olay yaşandı mı? Büyükşehir Belediyesi önünde toplanarak gösteri ve basın açıklaması yaptılar mı? Arka çıkan insanlar oldu mu? Hayır… Acılar ve işsizlik kalplerinde AKP acısı olarak kaldı. İnsanlar bir gecede işsiz kalınca haklarını arayamadıkları gibi, sessizce haklarını” ahirete” bırakarak, Allah’a havale ettiler. Gayrısı Allah’ın taktiridir.
Bunları unutmadık. Unutmak ta mümkün değildir.
Babası bir gecede işsiz kalan bebeler, uzun süre süt bile içemediler. Kendilerini toparlayana kadar bu insanların aileleri neredeyse dağıldı. Perişan oldu. Bunu karşılık, AKP’lilerin kendileri, çocukları, yakın akrabaları; arpalık gibi belediyeleri, nice müdürlüklerin bünyesine alındılar. Hatta basın organlarından öğrendiğimize göre; yolsuzlukları ayyuka çıktı. Ama kimse işlem yapmadı. Kimse yadırgamadı. Bugün de kimse bu tür olaylara artık “şaşırmıyor”.
İşte, bugün EYT’liler olarak bilinenlerin Türkiye genelindeki yoğunluğunu bu kişilerin oluşturduğu söyleniyor. Yani, 20 yıldır emekli olmayı bekleyen insanlar var. 45 yaşlarında emekli olan veya işlerinden çıkarıldıktan sonra başka hiçbir işe giremeyen ve 15 yıldır emekli olmayı bekleyen insanlar var.
Kimsenin anlatmaya. Hatırlatmaya dili varmasa da, Ak Parti iktidarı, bir zamanlar yaşanan bu dramı sonlandırmak istiyor. Ama sanırım, EYT konusunda yine istenilen sonuç çıkmayacak gibi. Çünkü devlet hazinesinin boşalmış olması, 5 milyona yakın insanın emeklilik beklentisi SGK’ya yük getireceği için karamsar bir hava esiyor.
Bakalım sonuç ne olacak..
Bu sonuçlar ile, yukarıda üretilen sloganların ne kadar değerli olduğu da ortaya çıkıyor.
Esen Kalın..
Saygılarımla…