Ak Parti tarafından Osman Zolan’ın ismi açıklandıktan sonra, gözler CHP ve İyi Parti adaylarına çevrilmişti. MHP’de o zamanlar adayını açıklamış durumdaydı. Sonra Osman Zolan kazansın diye adayını geri çekti.
İşte bu aşamada, CHP ile İyi Parti’nin “Millet” ittifakı kurmaları ve ardından İstanbul, Ankara ve Aydın illerinin büyükşehir adayının CHP’den olması karşılığında Denizli -Milliyetçi ve Muhafazakar seçmenlerin çokluğundan olsa gerek- Büyükşehir Belediye Başkanlığı İyi Parti’ye verildi.
Aslına bakarsanız; Denizli seçmeni ve her iki partinin tabanı ile “Ben Ak Parti’ye payanda olmak, biat etmek için MHP’ye oy vermiyorum” diyen aklıselim seçmenin CHP-İyi Parti ittifakını beklediği ortaya çıktı. 24 Haziran genel seçimlerinde de “Millet” ittifakı bünyesinde ilimizde tarih yazan bu aklıselim seçmen bu kez de Mahalli seçimlerde Ak Parti’nin karşısında ittifakı istiyordu.
Ama…
Ama, her iki partinin tabanı tarafından benimsenebilecek bir adayın çıkması ve süreci hakkıyla yürütmesini istiyorlardı. Bunun için aday açıklanmadan önce büyük bir heyecan vardı. Zira bütün siyasi partilerin tabanlarından gelen ve ortak özellikleri “vatanı Türkiye” olan insanlar, aslında kendilerine bir baş arıyorlardı. Bu yüzden beklenti büyük, özlemleri kucaklayacak “efsane” bir siyasetçi istiyorlardı.
Her iki partinin gerek Denizli, gerekse genel merkez nezdinde yürütülen karşılıklı çalışmalar hayli uzun oldu. Süreci partisi adına başarılı bir şekilde yürüten İyi Parti Milletvekili Yasin Öztürk’ün, Denizli tabanında çalışma yapılarak kendisine iletilen 5 isim arasında iki aday; İbrahim Şenel ve Ümit Bahtiyar isimlerinin ön plana çıkması ile, artıları ve eksilerini tartarak; Şenel’de çıkan bazı pürüzlerin ardından Ümit Bahtiyar isminin ön plana çıkması; CHP içerisinde sayıları bini geçmeyen ve her zaman bir şeyleri bahane ederek hizip çıkaran “istemezükçüler”in isyanlarına ve İyi Parti içerisinde “Bahtiyar ile olmaz” diyenlere rağmen Ümit Bahtiyar Büyükşehir Belediye Başkan adayı oldu.
Ümit Bahtiyar neden bu ikibuçuk insan tarafından istenmiyor, biliyor musunuz?
İyi Parti içerisindeki İstemezükçüler, “Ümit Bahtiyar iki seçime katıldı ve AKP karşısında kaybetti. İyi Parti kurulalı bir yıl olmasına rağmen, bir kez olsun partiye gelmedi. MHP yönetimi ile dirsek teması sürüyor. Böyle bir durumda Bahtiyar’ın Osman Zolan’ı alt etmesi mümkün değil. Ümit Bahtiyar, Millet ittifakının diğer kanadı CHP için itici” şeklinde özetlenebilecek bir anlayış içerisindeler.
CHP kanadı ise; Ümit Bahtiyar MHP kökenli ve bizim gibi sosyal demokrat seçmenin beklentilerine cevap veremez.
100 yıllık bir parti, Atatürk’ün partisi Denizli’den bir aday çıkaracak kişi bulamıyor mu?.
Osman Zolan ile aynı parti bünyesinden koptular. Birbirlerinden farkı yoktur” şeklinde özetlenebilecek görüş taşımaktadırlar. Kaldı ki, Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu tarafından –her şeye rağmen- Cumhurbaşkanı adayı gösterilen Muharrem İnce üç oy fazla aldı diye isyan eden bu “istemezükcüler” elbette “faşist görüşlü” dedikleri Ümit Bahtiyar’a karşı çıkacaklar. Onlar için “Söz konusu vatansa, gerisi teferruattır” sözü işlemiyor. Onlar kendi görüşlerini istiyorlar.
Böyle bir durumda Ümit Bahtiyar’ın seçim çalışmalarına başlamadan önce Millet ittifakının her iki tarafını da ikna etmesi, kendisine yol arkadaşı yapması beklenmektedir. Eğer bu uzlaşıyı yapmazsa korkarım Millet ittifakı bir çıkmazın içine girecektir.
Keza, Ak Parti seçmeni ise; “Ümit Bahtiyar iki seçim de kaybetti. Yine kaybeder. Osman Zolan’a rakip olamaz” şeklinde düşünmektedir. Oysa AKP’nin hendikapları İyi Parti’den çoktur. Gerek Nihat Zeybekçi’nin İzmir’de olmasına rağmen Denizli’ye el atması, Osman Zolan’ın “çalışma arkadaşlarım” dediği insanların önünü açmak için başarılı ilçe belediye başkanlarını diskalifiye etmek istemesi, eski köy ve beldelerdeki kamu mallarının, meraları satılması gibi olumsuzluklar, bu kez karşısına “kırmızı oy” şeklinde çıkacaktır.
Kısacası, her iki Büyükşehir adayının karşısında gerek seçmen bazında, gerekse teşkilatlar bazında çok büyük sorunlar vardır. Bunları çözmeden seçime giren aday, bu seçimleri kaybeder.
Demedi demeyin…