Seçimlere çok az bir zaman kala, eski coşkusunu kaybetmiş olan Ak Parti ile MHP’nin aksine, iktidar namzedi Millet ittifakı bileşenleri, halkın nabzını ölçmek maksadıyla seçim meydanlarında mitingler düzenlemek veya kahvelerde toplu sohbetler yapmak yerine, 1990’lı yıllarda Refah Partisi genel başkanı Merhum Prof. Dr. Necmeddin Erbakan tarafından seçim çalışmalarına kazandırılan “Ev ev, mahalle, mahalle” dolaşma olayını yapıyorlar. Böylece hem kimin çok kalabalık topladığı belli olmuyor, hem de milletvekili adayları rencide olmadan seçim çalışmalarını sürdürüyorlar. Ayrıca bu tür çalışmalar ile miting alanlarına gelemeyen veya korkuları yüzünden siyasi eğilimini açıklayamayan kişiler de, siyasiler ile iletişimini kuruyorlar.
Hemen belirteyim; bu tür siyasi çalışmalar Ak Parti milletvekili adaylarını da “sorgulanmaktan ve hakarete uğramaktan” koruyor. Toplu alanlarda söyleyemediklerini özgürce söyleme imkanı buluyorlar. Çünkü gördüler ki, toplu miting konuşmalarında halkımız artık onların bulunduğu yere gelmiyor. (Acıpayam’daki Cahit Özkan toplantısı gibi).
Seçimin belirleyeni ekonomik sorunlar olduğu aşikardır. İktidar partilerinin 21 yıllık süreçte ülkeyi getirdikleri bu buhranlı günlerde “söyleyecek sözleri” olmadığından, şimdi “beka” meselesine sarıldılar. Ak Parti iktidarı geçmişte TRT ekranlarına 33 askerimizin katili ve kırmızı bültenle aranan Osman Öcalan’ı çıkarmakta, Eli kanlı bebek katili Apo’ya elçi göndererek mektubunu okutmakta sakınca görmezken; kendi yaptıklarını algı operasyonları ile tersine çevirerek Millet ittifakını “PKK ile işbirliği içinde” olarak suçlamaktan çekinmiyor. Çünkü artık vatandaşlarımız “yardımlar kesilecek” gibi argümanlara inanmıyor. İnanmadığı gibi, “yetsin artık. Gitsin bunlar” demeyi açıkça dile getiriyorlar.
İlimiz Denizli’de anketler “Millet İttifakı 5, Cumhur İttifakı 2 milletvekili çıkarır” tezini savunurken, mütedeyyin insanlar ve sokaktaki halkımız “Cumhur 3, Millet 4 vekil çıkarır” diyerek, karamsar bir tablo yerine, iyimser bir tablo çizerek; iktidar partisinin biatçı tabanının buna yeteceğini belirtiyorlar.
Ancakkk..!
Milletvekili adaylarının açıklanmasından sonra yaklaşık 15 gün boyunca gezdiğim, nabız tutmaya çalıştığım kırsal kesimde durumun böyle olmadığını gördüm. Denizli Merkez ve ilçe merkezlerinde Cumhurbaşkanı adayı Kemal Kılıçdaroğlu ile Millet İttifakı bileşenleri güçlü gibi gözükse de, köylerimizde, kırsal mahallelerimizde hala Ak Parti oldukça güçlü gözüküyor. Şehir merkezlerinde seçimi kaybettiği bariz bir şekilde gözüken Ak Parti ve MHP kırsal kesimde hala gücünü koruyor.
Köylüler, gübre, saman ve hayvan yeminin yüzde 230 arttığı, sulama suyunu bulamadığı, tohumu dilendiği, elektrik ve su faturalarının yükseldiği; kısaca hayatlarının zora girdiği, zaman zaman hayat pahalılığından şikayet ettiği şu günlerde, kazançlarının azalmasına, yaşamlarının zora girmesine bakmaksızın, kendi durumlarına öz eleştiri yapmaksızın Ak Parti ve MHP’ye büyük güven duyuyor ve “Yaparsa yine Reis yapar. O bozulan dengeleri yerine oturtacak” diyorlar.
Taşrada yiyecek ekmeği bulamayan insanlar, kendi durumlarını düşünmeksizin “Millet ittifakı PKK ile işbirliği yapıyor”, “CHP fetöcüleri aday gösteriyor”, “Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan Türkiye’yi tam bağımsız yaptı ve uçurdu” gibi algıların etkisinde Cumhur İttifakı diyor. Ve benim gözlemlediğime göre; Millet İttifakı bileşenlerinin bu algıları kırması mümkün değil.
Sonuçta; geçmiş dönemlerde olduğu gibi şehir merkezlerinde Millet İttifakı, kırsal kesimde Cumhur İttifakı seçimlerin bir numaralı kazananı durumunda.
Seçimlere çok az bir zaman kala, bu algıların değişeceğini sanmadığım gibi, İyi Parti ve CHP tabanları milletvekili aday listelerinde istedikleri isimleri göremeyince, hüsrana uğrayarak taraf değiştirme eğilimi içine girdiler. Özellikle İyi Parti bünyesindeki hüsran ve “istemezük” sesleri, İyi Parti’yi tek milletvekiline düşürme eğiliminde bulunuyor. Hatta, ilerleyen günlerde seçimin nabzı güzel tutulmazsa tek milletvekilliği bile tehlikeye düşebilir. İyi Parti tabanı CHP’ye ve Sinan Oğan’a yönelme eğilimi içerisinde bulunuyor. Birilerinin dediği gibi Sinan Oğan Ak Parti ve MHP’nin yanısıra, İyi Parti tabanından da hatırı sayılır bir oyu götürecek gibi gözüküyor.
Anlayacağınız bu seçimler, Türkiye Cumhuriyeti’nin kader seçimleri olarak görülüyor. Bu yüzden kutuplaşmış insanlarımız gergin bir ortamda hem partileri, hem adayları, hem de kendilerini tartmaya başladı. Kısaca seçimler bıçak sırtı bir yakınlaşma ve oy oranları ile sürüp gidiyor.
Bakalım neler olacak.
Saygılarımla…
Esen kalın…