Değerli dostlar, biz gazeteciler hayatımızın her döneminde “karalama, şantaj, gözden düşürme, zaman zaman adliye koridorlarında” zamanını geçiren; ama “okuyucularım haber bekliyor” anlayışı ve düşüncesini bütün olumsuz zamanlarda bile aklından çıkarmayarak, “doğru haber” peşinde koşan ve kamuoyunu bilgilendirmek için çırpınan insanlarız.
43 yıllık Gazetecilik hayatımda; yetiştirdiğim pek çok basın mensubuna bu tür olayların başlarına gelebileceğini anlatmış ve bu tür olaylar karşısında nasıl davranacakları konusunda bilgi vererek, araştırmacı, gözlemleyici ve etik haberlerinin zaman zaman başlarına bela olabileceğini belirtmiştim. Çünkü kar, çamur, sıcak demeden koşan, hayatının haberini yakalamak uğruna, halkı bilgilendirmek çabasında olan insanların, bu tür olumsuzluklar ile de başlarının ağrıdığına hep şahit oldum.
Belge ve olaylara şahit olarak yazılan haberlerin “güç odakları” tarafından “tu kaka” edileceğini de bilen birisi olarak, güç zehirlenmesi yaşayan kişi/ kişilerin böyle ucuz yollara başvurarak bizleri karalayacaklarını bilerek, bazen “es” geçerek, bazen “sabır” ederek, kulak tıkayarak mesleğimizi sürdürmemiz gerektiğine inanıyorum. En büyük yardımcımız da güvenlik güçleri ile Cumhuriyet savcılarımızdır.
Bizler; Çok yara almadan atlatılan bu tür bahtsız olayların “Çamur at, izi kalsın” manasında yapıldığını, yaptıkları yanlış işlerini eleştirdiğimiz pek çok yanlış kişinin tekerlerine çomak soktuğumuzun idrakinde olarak çalıştık. Eskiler bu duruma “Kelle koltukta” çalışma derlerdi.
Şimdi, hemşerim, değerli gazeteci Denizli Ekspres web sitesinin sahibi Kadriye Sözeri’nin kendini bilmez bir takım kişi / kişiler tarafından “linç” kampanyasına tutulduğunu üzülerek öğrendim. Gazeteci ve entelektüel kişiliğinden öte, bir bayan olması ile de bu olayın öyle üzeri örtülecek bir konu olmadığını belirtmek isterim.
Gazeteci Sözeri, şimdi burada yazamayacağım kadar çok haber dosyasına imza atmış, onların hepsinde de belgeleri ile kamuoyuna bilgi vermiş birisidir.
Yani O, ilimizde ve bölgemizde pek çok doğru haberin yapılmasına imza atmış, gerek siyasetçi, gerekse kamuda yönetici olanların yanlışlarını kaleme alarak halkımızı bilgilendirmiştir. Doğru olanı da alkışlamış, kişi / kişinin veya kurumun hakkını vermiştir. Yanlış yapan ve bu yanlışında ısrar eden birisi değildir. Üstelik, eğer yapılan haberde yanlışlık varsa, bunu düzeltmekten ve özür dilemekten de geri durmaz.
30 yıldır tanıdığım, son 20 yılını namusu ve onuru ile evlatlarına adadığını yakınen bilenlerdenim. O şerefi ve haysiyeti ile iki erkek evladını yetiştirmiş, bu vatanın hizmetine vermiştir. Böylesine bir insanı, “fake” hesaplar üzerinden karalamak, hem de hiç olmayacak resimlerle (ki, resimlerde dikkate alınacak bir olumsuzluk yoktur) karalamaya çalışmak insanlık olmadığı gibi; en dip ifadesi ile şeref yoksunluğudur.
Eğer elinizde belge varsa, yazılan haberlere, açılan dosyalara açıklık getirirsiniz. Yoksa sonuna katlanırsınız. Bundan gayrisi insanlıktan çıkmışsınız demektir. “O oturduğunuz koltukların, bulunduğunuz makamların hakkını veremiyorsunuz” demektir. Onun için öyle ucuz numaralara müracaat ederek bir yere varamazsınız.
Değerli arkadaşımız Kadriye Sözeri’nin yanındayız. O’nu size yem etmediğimiz gibi, bu ucuz numaralarınızı da yutmayız. Bu olayın takipçisi olacağız. Yetkililer de, bu olayın ardını bırakmayacaktır. Bu ucuz kahraman olan fail / faillerin en kısa sürede yakalanacağınıda can-ı gönülden inanıyorum.
Saygılarımla…