Geçtiğimiz hafta içersinde verdiğimiz Çivrilli şehidimizin ardından, bu kez de Akhan’da gencecik bir askerimizi toprağın kara bağrına verdik. Tekbir sesleri, dualar ve gözyaşları birbirine karıştı. Sosyal paylaşım sitelerinden Ülkücü olduğunu öğrendiğimiz Doğan Acar için Denizli seferber oldu. Analar, babalar, bacılar, ülküdaşlar, işçisi, memuru; kısaca Denizli Akhan’a aktı bugün.
Onbinlerin tekbir sesleri arasında PKK terörü lanetlenirken, gözyaşları adeta sel oldu aktı. Çivrilli şehidimizin geldiği günlerde askerlik şubesine giderek, PKK ile savaşmak isteyen pek çok gencin başvuru yaptığı biliniyordu. Şehid Doğan Acar’ın cenazesinde ise gençlerin yerinde duramayarak ağlamaları ise bambaşka duygulara sürükledi insanları.
Geçen 7 Haziran seçimlerinden bu yana AKP ile CHP’nin koalisyon görüşmelerini ibretle izliyoruz. 14 Koalisyon maddesinin 12 tanesinde anlaşan iki siyasi partinin, sadece 17-25 yolsuzluk dosyası ile Cumhurbaşkanının anayasal sınırlara çekilmesi konusunda anlaşmayı bir türlü sağlanamadığı söyleniyor. Tabii bu arada MHP’nin arada bir çıkışlarını, HDP’nin ise teröristlerini kurtarmak için verdiği mücadeleyi de ibretle seyrediyoruz.
Bayram mesajlarında il başkanlarına “seçimlere hazır olun” talimatı veren AKP Genel Başkanı ve Başbakan Ahmet Davutoğlu’nun teşkilatlarına verdiği bu emir, TBMM’nin çalışmadığı şu günlerde AKP’li vekiller tarafından çok iyi kullanılıyor. Mehmet Yüksel ve Bilal Uçar ilçelerde halkın arasına girmiş durumdalar. Olası bir erken seçim olursa sanırım yeniden aday gösterilecekleri için çalışıyor olabilirler. CHP’li vekil Kazım Arslan tek başına Şehit cenazesine gelerek ailesine taziyede bulunurken, (Halkın arasındayız!) mesajları veren Bakan Zeybekci şehit cenazesine onlarca koruma ile geldi. Ve elbette tepki çekti.
13 yıllık AKP iktidarı döneminde palazlanan, kent merkezlerinde “kandilcikleri” kuran PKK, -sanki- durdurulamayacağını gösterircesine hainlik üzerine hainlik yaparak, askerimizi, polislerimizi vurmaya başladığında AKP’nin önde gelenleri “Kandırıldık, İyi niyetimiz suistimal edildi” demeye başladı. Hele bakanlık yapmış bir AKP’li “Biz açılım süreci deyip, onlara dokunmazken, asker ve polislerimize dokunmayın talimatı verirken; onlar şehir merkezlerine silah yağınağı yapıyorlardı” diyerek PKK’nin bugünkü eylemlerinin 13 yıllık iktidarları döneminde palazlandırıldığını bir nevi deşifre ediyorlardı.
Sanki, 13 yıldır iktidar olmayan, bugüne kadar halka hiçbir şey veremeyen; hatta CHP ve MHP tarafından çiftçiye verilmesi düşünülen düşük mazot olayını mecliste ret etmeyen, emeklilere verilmesi düşünülen iki maaş ikramiyenin verilmesine karşı çıkmayan onlar değil gibi; her yerden sesleri geliyor. 17-25 Aralık dosyalarını açtırmayan, 4 bakanı aklayan komisyon üyesi vekilimiz şu sıralar gittiği her yerde “Terör için destek istiyor”, “köklerini kazıyacaklarını söylüyor” Meydanlara çıkmış; “terör konusunda topyekün olunmalı” diyor. Sanki AKP iktidar olduğunda “açılım süreci” ni yapmayan, PKK’yi palazlayan kendileri değilmiş gibi yüksek perdeden konuşuyor. Yani, 13 yıldır iktidarda kendileri değilmiş gibi hareket eden vekiller; 7 Haziran seçimlerinden bu yana –hiç konuşmaması gerekenler- sahada terör olayını anlatmaya başladılar.
AKP’nin tepesindeki isimler bugünkü gelişmeleri “pişmanlık” içersinde itiraf ederken, tabandaki vekiller hiçbir şey bilmiyor gibi hareket etmeleri yürekleri bir kez daha yakıyor.
2002 yılında AKP iktidarı devir alırken “0” terör ile teslim aldı. PKK bitme noktasına gelmiş, “bebek katili” kendisini sorgulayan Türk Subayı’na “korkusundan” her şeyi itiraf etmiş, hatta devletin hizmetinde olduğunu söylemişti. Sonrasında “açılım süreci” ve “akil adamlar” sürecinde derin bir nefes alan PKK bugünlere geldi. Eğer açılım süreci bitirilmeseydi, PKK ile yapılan pazarlıklar olumlu sonuçlansaydı, bu olaylar –belki de- yaşanmayacak, şehitlerimiz de gelmeyecekti.
Kısacası, AKP iktidarının yanlışlığı ülkeyi buraya kadar getirdi.
Ve hala onlar konuşuyor.
Hala onlar “hiçbir şey olmamış gibi” şehit cenazelerinde boy gösteriyorlar.
Yüksek perdeden atıp tutuyorlar.
Allah aşkına! AKP’liler bir susun” Susun da Türk Milleti konuşsun artık. Şehitlerimiz mezarlarında bari rahat uyusunlar. Allah şehidimize rahmet eylesin, Ailesinin ve Türk Milleti’nin başısağolsun.