Karaağaç Baba Türbesi; Acıpayam ilçesinin Kumavşarı kasabasındadır. Acıpayam ilçesine adını veren Karaağaç Baba (Garbikaraağaç), Avşar Oymağı'na mensup olup, zamanında Germiyanoğulları ile birçok defalar savaşmış, Avşar Oymağı'nı Acıpayam Ovası’nı yurt eden alperen ve gaziderviş olduğu söylenmektedir. 1327 tarihi öldüğü rivayet edilmektedir.
Karahöyükavşarı köyünde metfun olan Süleyman Sarı Zeybek ve Yeşilyuva Kasabası, Elma Dağı'nda metfun olan Işık Süleyman'la yakın akraba olduğu söylenmektedir.
Hamitoğulları, Germiyanoğulları’na çeyiz olarak Acıpayam dolaylarındaki “Yeşil Sahra” denilen Eşeler Bölgesi’ni vermişler. Bu bölgeyi kontrol altına almak isteyen Gemiyanoğulları, beş-altı bin atlı ile Yeşil Sahra’ya doğru yola çıkmışlar.
Hamitoğulları da kuvvetlerini Yeşil Sahra’nın güneyine yığmışlar. Horasan’dan çıkıp kendilerine uygun yurt araya araya buralara kadar gelen Karaağaç Bey’in komutasındaki Avşar Aşireti de aynı yere gelmiş. Karaağaç Bey, Acıpayam ovasını görünce: “Tamamdır, sonunda aradığımız vatanı bulduk.” diye söylenmiş. Acıpayam Ovası’nda yerleşmeye karar vermiş.
Karaağaç Bey, aşiretin büyük bilgesi Al Baba’ya akıl danışmış. Al Baba: “Bana kalırsa, biz bu iki gurup arasında kavgaya tutuşmayalım. Zaten Horasan’dan kırıla kırıla geldik. 500-600 askerle bu kuvvetlere karşı koyamayız.” diye, görüş bildirmiş. Karaağaç Bey, belki de hayatında ilk defa Al Baba’yı dinlemeyip çok az bir kuvvet ile Kazıkbeli Mevkisi’nde Germiyanoğulları kuvvetlerini yenilgiye uğratmış.
Haçlı Ordularına yol vermeyen Kazıkbeli, Germiyenoğulları kuvvetlerine de geçit vermemiş. Olayı haber alan Hamitoğulları Beyi de: “Bu adam bu vatanı hak etti.” diyerek, Karaağaç Bey’in komutasındaki Avşar kuvvetleri ile savaşmaktan vazgeçmiş. O günden beri Yeşil Sahra (Acıpayam Ovası), Avşar Oymağı’nın yurdu olmuş. “Avşar Beyleri” türküsü de bu olaydan esinlenerek, zamanın halk ozanları tarafından söylene gelmiş. Oldukça uzun olan “Avşar Beyleri” türküsünü, sizleri sıkmamak adına, bir hatırlatma babında, kısaltarak veriyoruz.
ADINI DA SEVDİĞİMİN AVŞAR BEYLERİ
Adına da sevdiğimin Avşar Beyleri
Sana da bir vezirlik yakışıp duru
Topla dizginini de sık tut kendini
Karşıda düşmanların bakışıp duru
Çekilen bayrağı sancak mı sandın
Dizilen askeri boncuk mu sandın
Sen Avşar Beyi’ni kancık mı sandın
Dönün de döğüşelim der Avşar Beyleri
Haydin beyler haydin gır atlara binelim
Atlar üstünde de şahanlar gibi dönelim
Hain düşmanlara da yurtlar mı verelim
Yersiz yurtsuz kalmayalım der Avşar Beyleri
Avşar Bey’i dediğin bir Yörük azgını
Acep bizim gibi var mı sıla tezgini
Toplayıp toplayıp aman salar dizgini
Gelinde vuruşalım der Avşar Beyleri
Gar mı da yağmış şu Avşar’ın düzüne
Sızılar mı girmiş gır atımın dizine
Selam söyleyin şu Avşar'ın kızına
Kendi gülüp bizi ağlatıp durmasın
Avşar Beyi derler gelsin göreyim
Nasıl yiğit imiş bende bileyim
Armağan isterse candan vereyim
Candan başka armağanım yok benim
Yüce dağ başındadır Avşar’ın yurdu
Nere gitmiş dağların aslanı kurdu
Avşar Beyinin geçtiğini kim gördü
Getirin Avşar Beyini ben de göreyim
(Kaynak: Denizli'nin Evliyaları ve Türbeleri, Selvi Yayınları, İbrahim Afatoğlu)
Birinci dörtlüğün son mısrası aslında "Karşıda Germiyanlar bakışıp durur" şeklindedir. Ancak sanırım Türk birliğine zarar vermesin diye sonradan değiştirilmiştir.